Kışlık fiğ
Soğuğa ve kuraklığa dayanıklı tek yıllık bir fiğ türüdür. Doğu Anadolu ve İç Anadolu koşullarında kışa en iyi dayanan baklagil yem bitkisidir. Özellikle kıraç alanlara tavsiye edilmektedir. Macar fiği kıyı bölgelerimizde oldukça zayıf gelişmektedir. Bu bölgelerde Macar fiği yerine yaygın fiğ veya tüylü fiğ tercih edilmelidir.
Toprak Hazırlığı
Sonbaharda, ekimden önce pullukla derin bir sürüm yapılmalı, erken gelen yağmurlarla, toprakta bulunan yabancı ot tohumları çimlendikten sonra yüzlek bir toprak işleme yapılarak tarla ekime hazır hale getirilmelidir.
Ekim
Kışı sert geçen bölgelerde Eylül ayı içerisine mümkün olduğu kadar erken bir tarihte ekim yapılmalı ve bitkinin kışa yeşermiş olarak girmesi sağlanmalıdır. Ağır topraklarda ekim derinliği 3-4 cm, kumlu topraklarda ise 6-7 cm olmalıdır. Ekim sonrası tarlaya merdane çekilmelidir. Dekara 7-10 kg tohum kullanılmalıdır. Ot üretimi için 15-20 cm, tohumluk üretiminde ise 30-40 cm sıra arası yeterlidir. Tahıllarla birlikte ekimi yapılıyorsa 5-6 kg/da Macar fiği, 4-5 kg/da arpa veya yulafla karıştırılmalıdır.
Gübreleme ve bakım işlemleri yaygın fiğde olduğu gibidir.
Hasad ve Harman
Macar fiği daha çok otu için yetiştirilmektedir. Ot için en uygun biçim zamanı alt baklaların şekillenmeye başladığı dönemdir. Kıraçta yeşil ot verimi 600-1000 kg/da, kuru ot verimi ise 150-250 kg/da’dır. Arpa ve yulafla karışık olarak ekildiğinde, arpa ve yulaf taneleri süt olumu devresinde, Macar fiği çiçeklenme dönemindeyken ot için biçilir. Macar fiğinin karışık ekiminde ortalama 1600-2000 kg/da yeşil ot, 400-500 kg/da kuru ot elde edilir.
Tohum için hasat alt baklalar olgunlaşıp daneler sertleştiği zaman yapılır. Macar fiğinin yaygın fiğler gibi bakla çatlatma sorunu fazla değildir. Yarı dik geliştiği için biçimi daha kolay yapılır. Tohum verimi ise 40-80 kg/da arasında değişmektedir.
Yazlık Fiğ
Yaygın fiğ
Tek yıllık baklagil yem bitkileri içerisinde ilk akla gelendir. Ekim alanlarının yarıdan çoğu İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde bulunmaktadır.
İklim ve Toprak İstekleri
Genel olarak yıllık yağışı 300-500 mm olan yarı - kurak bölgeler, fiğin doğal yetişme alanlarıdır. Ancak fiğ nemli ve serin yerlerde iyi gelişir ve özellikle ot verimi yüksek olur. Kurağa oldukça dayanıklıdır. Çok kurak geçen yıllarda ot ve tohum verimi çok düşer. Kışın
– 8 o C ‘ye kadar dayanabilen bitkinin fideleri sıfır derecenin altındaki sıcaklıklarda zarar görürler. Soğuğa fazla dayanıklı olmadığından her bölgede kışlık olarak ekilemez. Ancak, enstitümüz tarafından 2008 yılında Ankara Moru-08, Zemheri-08 ve Ayaz-08 adlarıyla tescil ettirilen üç adet yaygın fiğ çeşidi kar örtüsü olmadan daha düşük sıcaklıklarda (-15 oC’ye kadar soğuklarda) zarar görmeden kışı geçirebildikleri gözlemlenmiştir. Bu çeşitler, kışı ılıman geçen bölgelerde kışlık olarak ekilebilir.
Yaygın fiğin toprak seçiciliği yoktur. Bu nedenle her toprakta yetişebilir. Ancak derin, kalkerli, killi ve verimli topraklarda yüksek verim alınır. Kumlu hafif topraklarda iyi yetişmez. Bu alanlarda ancak çok iyi gübreleme ile tatmin edici bir verim alınabilir. Toprak Hazırlığı
Ekim zamanına göre toprak hazırlığı değişmektedir. İlkbaharda ekim yapılacaksa sonbaharda derin sürüm yapılmalı, ilkbaharda da ekim öncesi toprak hafif bir şekilde sürülerek yabancı otlar öldürülmelidir. Buğday veya pamuktan sonra ekim yapılacaksa bitki sap ve artıkları diskaro ile parçalanıp toprağa gömülmelidir. Daha sonra tarla yüzeyi değişik aletlerle iyice ufalanmalıdır. Hafif bünyeli ve temiz tarlalarda ise fazla toprak işlemesi yapılmadan ekim yapılabilir.
Ekim
Kıyı bölgelerde sonbaharda, kışı sert geçen bölgelerde ise ilkbaharda mümkün olduğu kadar erken, ağır topraklarda 3-4 cm, hafif topraklarda ise 6-7 cm derinliğinde ekim yapılmalıdır. Ekim sonrası tarlaya merdane çekilmelidir. Serpme veya mibzerle kolaylıkla ekilebilmektedir. Serpme ekimde tohum kaybı olmakta, ekim derinliği ayarlanamamakta ve çıkış düzenli olmamaktadır. Bu nedenle mibzerle ekim tercih edilmelidir. Dekara atılacak tohum miktarı bölgelere bağlı olarak;
• Ot üretimi için 10-12 kg/da, tohum üretimi için ise 8-10 kg/da,
• Serpme ekimde yukarıdaki tohum miktarları dekara 2-3 kg daha fazla,
• Sıra arası ot için 15-40 cm, tohum üretimi için 30-50 cm olmalıdır.
Gübreleme
Yurdumuz topraklarında, fiğ köklerinde yumrucuk oluşturan bakteriler bol miktarda bulunduğundan aşılama yapılmasına gerek yoktur. Eğer uzun yıllar fiğ ve bezelye yetiştirilmeyen tarlaya ekim yapılacaksa tohumlar bakteri kültürü ile aşılanmalıdır. Köklerinde yumrucuklar oluşan bitkiler azotlu gübreye ihtiyaç duymazlar. Kıyı bölgelerimizde ekimle birlikte 1-3 kg/da azot vermek yeterlidir. Yağışlı bölgelerde bitki besin maddelerince fakir topraklarda fosforlu gübreleme verimi artırır. Ancak kıraçta fosforlu gübreleme verimi fazla etkilememektedir. Sadece fosforca fakir ve sulanabilen alanlarda 8-10 kg/da fosfor verilmelidir. Ara ürün veya ikinci ürün olarak ekiliyorsa gübre miktarı düşürülebilir. Ana bitkiye bol gübre verilmişse fiğe gübre atılmayabilir.
Bakım
İlk gelişme döneminde yabancı ot mücadelesi yapılmalıdır. Tohum üretiminde mutlaka sıraya ekim yapılması gereklidir.
Zararlılarla Mücadele
Fiğ zararlıları içerisinde en önemlisi baklagil tohum böceği (Bruchus)'dir. Erginleri çiçek veya erken meyve dönemlerinde bitki üzerine yumurtalarını bırakırlar. Daha sonra çıkan larvaları bitki tohumları ile beslenirler. Bu nedenle tarlada ilaçla mücadele yapılmalıdır. Buna ilaveten depolama esnasında da tohum ilaçlaması uygulanmalıdır.
Hasat ve Harman
Kurak bölgelerde yaygın fiğden dekara 750-1000 kg yeşil ot ve 200-250 kg kuru ot, sulanan yerlerde ve kıyı şeridinde ise dekardan 2-3 ton yeşil ot, 500-750 kg kuru ot alınabilir.
Kurak şartlarda dekardan 80-100 kg tane ürünü alınır. Verimli tarlalarda ve yağışlı yıllarda bu verim 150 kg'a kadar ulaşabilir. Yeni tescil edilen yaygın fiğler, kışlık olarak ekildiğinde 110-150 kg. tane ürünü vermektedirler. Sulanan yerlerde ve kıyı bölgelerimizde verim 150-300 kg'a kadar çıkabilir. Hasat sonucunda tane ürünü kadar fiğ samanı elde edilir.
Ot için hasat zamanı: Ot için en uygun biçim zamanı, toprağa yakın birkaç baklanın tam şeklini aldığı ve tohumların dolduğu dönemdir. Bu dönemde hem ot verimi hem de kalitesi yüksektir. Fiğin otu ince saplı olduğundan kuruması kolaydır. Taşıma esnasında yaprak dökülmesi sonucu meydana gelen kayıplara dikkat edilmelidir. Tohum için hasat zamanı: Alttaki baklaların kahverengi renk alıp açılmaya hazır oldukları devrede tohum hasadı yapılmalıdır. Kurak bölgelerde hasat gecikirse büyük tohum kaybı olur. Baklaları kolayca çatlayan çeşitlerde bitkinin alt tarafındaki 3-4 bakla tümüyle sarardığı zaman biçilerek veya elle yolunarak tohum hasadı yapılmalıdır. Devir sayısı düşürülmüş harman makinesi ile harmanlanır. Baklaları daha az çatlayan çeşitlerde ise hasat biraz daha geciktirilebilir.
Hasat, sabahın erken ve nemli saatlerinde yapılırsa tane kaybı azalır. Bitki, yere yatık büyüdüğü için biçerdöverler ile doğrudan hasadı oldukça güçtür. Ancak meyilli olmayan düzgün tarlalarda biçerdöver tablası aşağı indirilerek doğrudan hasat edilebilir. Hasat ele veya tırpanla biçilerek yapılır. Fiğ tohumluğu kuru ve temiz bir yerde saklanmalıdır.
Korunga
İklim ve Toprak İsteği
Toprak yönünden fazla seçici değildir. Genel olarak hafif kireçli toprakları sever. Kıraç, yüzlek veya fazla verimli olmayan toprakları iyi değerlendirir. Kireci bol, su seviyesi derinlerde olan topraklarda bol ürün verir. Asit ve yaş topraklara iyi uyum göstermez. Tuzluluğa oldukça iyi dayanır.
Kökleri 1-10 m’ye kadar derinlere ulaştığı için kuraklığa iyi dayanır. Orta derecede nemli ılıman bölgelerde iyi gelişir. Yıllık yağışı 350-400 mm'nin altında olan yerlerde verimi düşer. Fazla yağış alan ve çok sık sulanan yerlerde ise bitki örtüsü kök ve kök boğazı hastalıkları nedeni ile hızla seyrekleşir. Fideleri soğuğa dayanıklı olmamasına karşın olgun bitkiler soğuğa çok dayanıklıdır.
Toprak Hazırlığı
Tohumlarının yoncaya göre daha iri olmasına karşın, iyi hazırlanmamış kesekli topraklarda ve derine ekimlerde kolayca çimlenip çıkamaz. Bu nedenle ekim derinliği 1.5-2.0 cm'yi geçmemelidir. Genç fideler ekim yılında yavaş büyüdükleri için yabancı otların fazla olduğu tarlalarda iyi gelişemezler. Korunga ekilecek tarla derince sürüldükten sonra toprak yüzeyi kesek kalmayacak şekilde diskaro ve tırmık çekilerek iyice ufalanmalıdır.
Ekim
Orta ve Doğu Anadolu gibi kışı sert geçen yörelerde ilkbaharda, kışı ılıman geçen Güneydoğu ve Ege sahillerinde ise sonbaharda ekilmelidir. Sonbaharda mümkün olduğunca erken ekim yapılmalıdır. Böylece bitkiler kışa kuvvetli girer ve daha iyi gelişme sağlarlar. Sonbahar ekimlerinde ilk yıl verim alınırken, ilkbaharda yapılan ekimlerde aynı yıl verim alınmaz. Korunga tohumları ekimden önce, etkili bakteri kültürü ile aşılanmalıdır. Özellikle tarlaya ilk defa korunga ekiliyorsa aşılama yapmak daha önemlidir. Korunga tohumları iri olduğu için tahıl mibzerleriyle rahatlıkla ekilebilir. Ekimde dekara 5-6 kg tohum atılmalıdır. Tohumunun iriliğine rağmen derin ekimlerde çıkış oranı azalmaktadır. Bunun için ekim derinliği 1.5-2.0 cm olmalıdır. Ot üretimi için sıra arası mesafe, sulu şartlarda 15-20 cm, kıraçta ise 20-40 cm olmalıdır. Tohum üretiminde ise sıra aralığı 60-100 cm arasında olmalıdır.
Gübreleme
Kıraç alanlara ekimde saf olarak 1-3 kg/da azot ve 5 kg/da fosfor verilmesi yeterlidir. Daha sonraki yıllarda gübre vermeye gerek kalmayabilir. Sulanabilir yörelerde ekimle birlikte saf olarak 2-4 kg/da azot, 5-10 kg/da fosfor verilmesi gerekmektedir.
Bakım
Korunga ilk yıl yavaş geliştiği için yabancı otlarla rekabeti zayıftır. Bu yüzden, bitkilere zarar vermeden sıra araları çapa makinesiyle işlenerek yabancı otlar yok edilmelidir. Böylece bitkinin daha hızlı gelişmesi sağlanmış olur. Daha sonraki yıllarda yabancı otlar korungaya fazla zarar vermez. Ancak üçüncü yıldan sonraki seyrekleşme ile birlikte yabancı otlar çoğalmaya başlar, bu durumda tarlanın sürülmesi gerekir.
Zararlıları
Bitkinin önemli kök zararlıları mevcuttur. Bu zararlıların larvaları bitkinin kök boğazına girerek bitkiye büyük zarar vermektedirler. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda, bu zararlılara dayanıklı bir çeşit bulunamamış olup, bunlara karşı bilinen ilaçlı bir mücadele şekli yoktur.
Hasat ve Harman
Korunga ot üretmek için biçildiğinde, kurak yıllarda bir, yağışlı yıllarda iki biçim yapılabilir. Biçim için en uygun zaman, kıraçta çiçeklenme başlangıcı, sulanabilen yerlerde ise tam çiçeklenme zamanıdır. Korunga, dekara ortalama bir ton yeşil ot veya 250- 300 kg kuru ot verebilir. Sulanabilen yerlerde yılda en çok 2- 3 kez biçilebilir.
Tohum üretimi için hasat, meyvelerinin büyük bölümü kahverengine döndüğünde yapılmalıdır. Hasat uzun süre geciktirilirse meyvelerin dökülmesine ve verim düşmesine yol açar. Biçerdöverle hasat yapılabilir. Ortalama olarak bir dekardan kıraçta 30-60 kg, çok iyi tarlalarda ise 100 kg tohum alınır. Hasat edilen tohumlar nemli olduğundan mutlaka serilip kurutulmalıdır. Eğer biçerdöverle hasat yapılmayacaksa, yine salkımların alt kısmındaki meyveler kahverengine döndüğü zaman biçim yapılır, harman yerine getirilir varsa makine ile harmanlanır. Makine yoksa bitkiler bir çuvala doldurulur, çuvalın dışından sopa ile vurularak dövülür. Daha sonra tohumlar savrularak temizlenir. Tohumlar serin ve kuru yerde saklanmalıdır. Aksi takdirde çimlenme gücü azalır.
aklalar olgunlaşıp daneler sertleştiği zaman yapılır. Macar fiğinin yaygın fiğler gibi bakla çatlatma sorunu fazla değildir. Yarı dik geliştiği için biçimi daha kolay yapılır. Tohum verimi ise 40-80 kg/da arasında değişmektedir.
Mürdümük
Yetiştiriciliği yaygın fiğle benzerlik gösterir.
Yonca
Yoncanın kökleri toprağın alt katlarına kadar inebildiğinden toprağın neminden ve besin maddelerinden kolayca yararlanabilmektedir. Ayrıca baklagil yem bitkisi olması nedeniyle köklerindeki yumrucuklar ile toprakta fazla miktarda azot biriktirmektedir.
İklim ve Toprak İstekleri
Yonca bitkisi, ılık ve nemli yerleri sever. Ülkemizde sulanan alanlarda yetiştirildiği gibi kıraç şartlarda da tarımı yapılmaktadır. Çeşide bağlı olmakla birlikte yonca kurak şartlara dayanıklı bir bitki olup, kurak ve yarı kurak koşullara iyi uyum göstermektedir. Yıllık yağışı 350-450 mm olan alanlarda sulamadan yetişebilmektedir. Bu bölgelerde, ilkbahar yağışlarına bağlı olarak 1-2 biçim alınabilmektedir.
Toprak yönünden fazla seçici değildir. Ancak derin, nemli, sulanabilir ve su birikimi olmayan nötr topraklarda iyi gelişir. Kıraç koşullarda toprak derinliği fazla olmalıdır.
Toprak Hazırlığı
Tohumlarının küçük olması nedeniyle ekilecek tarlada toprak hazırlığı çok iyi yapılmalıdır. Toprak tam tavında derince sürülmeli, kesek kalmayacak şekilde diskaro ve tırmık çekilerek iyice ufalanmalıdır. Yağış ve sulama sularının birikerek kaymak tabakası oluşturmaması için toprak iyi biçimde tesviye edilmelidir. Aksi takdir oluşacak kaymak tabakası, yeni çimlenen yonca tohumlarının toprak yüzeyine çıkışına engel olur.
Tohum yatağı sert, yabancı otlardan temizlenmiş ve toprak nemli olmalıdır. Yonca bitkisinin yabancı otlarla rekabeti ilk devrelerinde çok düşüktür. Yabancı ot bakımından temiz bir tarlaya ekim yapılmalıdır. Bunun için bir yıl önce çapa bitkisi ekilmiş tarlalar seçilmelidir. Böyle bir tarla yoksa, yabancı otlar çimlendikten sonra tarla sürülmeli ya da bir yıl Macar fiği ekilerek, ota biçilmelidir
.
Ekim
İlk kez yonca yetiştiriciliği yapılan alanlarda, ekimden önce yonca tohumları bakteri kültürü ile aşılanmalıdır. Özellikle yonca bakterilerince fakir olan alanlarda, bakteri kültürü ile aşılanmış tohumlarla yapılan ekimde aşılamanın etkisi daha belirgin olarak görülmektedir.
Yonca ekimi değişik yöntemlerle yapılabilir. Eskiden beri en çok uygulanan yöntem serpme ekimdir. Serpme ekim, düzenli çıkış olmaması ve fazla tohum kullanılması nedeniyle tavsiye edilmemektedir. Ancak yağışlı bölgelerde toprak nemli olduğundan serpme ekim uygulanabilir. En iyi ekim yöntemi sıraya ekimdir. Bazı yörelerimizde tahta tırmıklar ile belirli aralıkta çiziler açılarak tohum bu çizilere bırakıldıktan sonra toprak ile kapatılmak suretiyle küçük parsellerde ekim yapılmaktadır. Ancak bu, geniş alanlarda yapılacak bir uygulama değildir. Geniş alanlarda yonca ekimine uygun ekim makinaları kullanılmalıdır. Yonca ekiminde sıra arası 15-20 cm olmalıdır. Kıraç alanlarda ise sıra arası 30-60 cm'ye kadar çıkarılmalıdır. Tohum üretmek amacıyla yapılan ekimlerde, sıra arası 60-90 cm., sıra üzerinde 25-30 cm olmalıdır. Ekim sonrası toprağın bastırılması çıkış düzensizlikleri ve boşluk oluşumunu azaltmaktadır. Ekim zamanı, kışları sert geçen bölgelerde ilkbahar, ılıman bölgelerde sonbahardır. Mibzerle ekimde 1 kg/da, serpme ekimde ise 4-5 kg/da tohum kullanılmalıdır.
Bakım
Ekimden sonra en önemli bakım işlerinden birisi, yabancı ot mücadelesidir. İlk gelişme dönemlerinde bitkilerin zayıf olmaları nedeniyle yabancı otlarla rekabet edemezler. Bunun için mekanik veya kimyasal yöntemlerle mücadele yapılmalıdır. Küsküt bitkisi yoncanın en önemli asalağı olup, küskütle mücadele, sertifikalı tohum kullanarak, temiz tarlaya ekim yaparak ve kimyasal yöntemle mümkündür.
Yoncanın sulanması, salma veya yağmurlama yöntemleri ile yapılabilir. Geniş alanlarda yağmurlama sulama başarı ile uygulanır. Salma sulamada suyun dengeli dağılımı için tarlanın düzgün olarak tesviye edilmesi gereklidir. Bitkilerin yeteri kadar güçlenmediği devrede salma sulama yapılmamalıdır. Bu dönemde yapılan hatalı sulama, köklerin açığa çıkmasına ve bitkilerin toprakla örtülmesine yol açar. Genel olarak bitkiye biçimden bir hafta önce ve sonra olmak üzere her biçim için iki kez su verilmelidir.
Gübreleme
Yonca, topraktan fazla miktarda besin maddesi kaldıran bir bitkidir. Ekim öncesinde veya ekimde yapılacak fosforlu gübre uygulaması, verimi uzun yıllar olumlu yönde etkilemektedir. Sulanabilir koşullarda ekimle birlikte 2-5 kg/da saf azot ve 5-10 kg/da saf fosfor verilmesi yeterlidir. İkinci sene 3.5- 4.5 kg/da saf fosfor verilmelidir. Geçit ve sahil bölgelerinde biçim sayısına bağlı olarak bu miktar 3-4 kat artırılabilir. Gübreler ekim esnasında tohumun yanına bant şeklinde verilmelidir.
Hasat
Ot üretimi için biçim zamanı, verim ve kalite birlikte düşünülerek ayarlanmalıdır. Çiçeklenmenin başlangıç dönemi genel olarak ideal biçim dönemi olarak kabul edilir. Bu dönemde sap ve yaprakların besleme değeri oldukça yüksektir. Biçimde dikkat edilecek önemli hususlardan birisi de bitkinin 10 cm yükseklikten biçilmesidir. Daha alttan yapılan biçimlerde, kök tacındaki sürgün gözlerinin yok olur. Bu da daha sonraki biçimlerin gecikmesine ve biçim sayısının azalmasına yol açar.
Biçilen ot tarlada zaman zaman ters düz edilerek kısa sürede kurutulmalıdır. Yoncada en fazla besin yapraklarda bulunur. Kurutma esnasında bu yapraklar saplara göre daha çabuk kuruyarak dökülmeye başlar. Bu da otun besleme değerinin düşmesine yol açar. Bunun için yonca otu tarlada fazla bekletilmeden toplanmalıdır. Yoncanın yapraklarıyla gövdesinin aynı anda kurumasını sağlamak için saplarının ezerek biçen biçer-ezer makinaları geliştirilmiştir. Tarlada yapılan kurutmalarda besin kaybı % 35’lere ulaşmaktadır. En az besin kaybı % 3 -5 oranında sıcak hava ile yapılan suni kurutmada olmaktadır. Biçim sayısı bölgelere göre değişmekte olup, Doğu Anadolu Bölgesinde 2-4, İç Anadolu Bölgesinde 4-5, Ege Bölgesinde 5-7, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu’nun batı kesiminde 7-10 biçim alınabilir. Her biçimden ortalama dekara 1 ton yeşil ot veya 250-300 kg kuru ot verimi alınabilir.
Ot üretimi için ekilmiş tarlalardan tohum alınmak istenirse, ilk biçim ot üretimi için yapılmalı, ikinci biçim tohuma bırakılmalıdır. Tohumluk üretiminde, tozlayıcı böceklerin azalmasına ve tohum dökülmesine yol açtığı için yağmurlama sulama yerine yüzey sulama tercih edilmelidir. Tohum için hasat, meyvelerin büyük bir kısmı esmerleştikten sonra yapılmalıdır. Hasat gecikirse meyveler açılarak tohumlar dökülmeye başlar. Üretilen tohumluklar iyice kurutulduktan sonra depolanmalıdır. Tane verimi, sulu şartlarda 30-100 kg/da, kıraçta ise 10-30 kg/da'dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder