KOYUNLARDA DAMIZLIK SEÇİMİ
Sürüde verimi yüksek olan hayvanları barındırırsak, kaliteli bir sürü olur. Böylece, karlı bir hayvancılık gerçekleşir. O halde yetiştirici ister az verimli yerli ırk, ister yüksek verimli kültür ırk veya bunların arasında melez koyun yetiştirsin, mutlaka kullanacağı hayvanların en iyilerini işletmesinde bulundurmalıdır. Bunun için, verimi yüksek hayvanları bilmek, tanımak gerekir. Yani, damızlık hayvanı seçebilmek gerekir. Nasıl olmalı damızlık koyun? Yaşı, başı, kaşı-gözü nasıl olmalı? Ne zaman sürüye alınmalı, ne zaman sürüden atılmalı? Bu dersin içinde damızlık seçimi ile ilgili pek çok teknik bilgi, bulacaksınız.
DAMIZLIK SEÇİMİ NE DEMEKTİR?
Damızlık seçimi yüksek verimli koyunları sürüde tutup, işe yaramayanları sürüden ayırmak demektir. Sürüye damızlık olarak katılan toklular; doğumda, sütten kesimde, kırkım mevsiminde ve koç katımında olmak üzere hedefe göre yılda en az 4 kez damızlık seçimine tabi tutulmalıdır.
DAMIZLIK SEÇİMİ NE DEMEK DEĞİLDİR?
Koyun yetiştiriciliğinde hedef en az masrafla fazla ürün elde etmektir. Ülkemizde yıl içinde üretilen bütün dişiler, damızlık olarak sürüye alınırlar, buna karşılık kısırlar, sakatlar, çok yaşlılar, verimsizler tek veya çift memesi körler sürüden çıkarılırlar. İşte bu damızlık seçimi değildir. Yetiştirici burada masraf yapmadan geliri arttırmak istemektedir, bunu da koyun başına verimi arttırmakla değil, sürüdeki koyun sayısını çoğaltarak sağlayacağını düşünmektedir. Bunun sonucu olarak da köy ortak malı mera ve otlaklarda aşırı otlatılmaktadır. Elimizdeki bütün dişi toklular sürüye katılır ve verimlerine göre en iyileri sürüde tutulup diğerleri ayrılmazsa, sürü büyür, masraf artar ve verimleri azalır. Yaşlı hayvanların çeşitli sebeplerle sürüden ayrılması damızlık seçimi değil, ayıklamadır. Ayıklama ile döl veriminde artış sağlanamaz. Öyle ise, damızlık koyun şudur.
- Vücudu düzgün, kusursuz
- Kendi ırkının özelliklerini taşıyan
- Yüksek verimli
- Hastalıksız ve uzun ömürlü
- Döl verimi yüksektir
DAMIZLIK SEÇİMİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Koyundan et, süt ve yün elde edilir. Hangisine ağırlık verilecek ise, ona göre koyun ırkı kullanmalıdır. Tabii, üç ürün de aynı derecede yüksek olamaz. Ama hiç değilse ikisi bakımından yüksek verim sağlayan koyunlarla üretim yapmalıyız. Ayrıca, bir hayvanda bazı ürünler çok iyi olabilir. Fakat bu özelliklerin tamamının bu koyunun kuzularında görülmesi beklenemez. Bu durumu her tecrübeli yetiştirici bilir. Tersine olarak bazen orta kaliteli hayvanların da çok iyi kaliteli döl verdiği görülmüştür. Öyleyse damızlık seçiminin esas hedefi, koyun sürüsünde en üstün hayvanları bularak bunları uygun şekilde çiftleştirmektir. Böylece üstün yeteneklerin döllere geçmesini sağlamaktır.
DAMIZLIK NASIL SEÇİLİR?
Koyunların dış görünüşlerinde değişiklikler çok fazladır. Bundan dolayı dış görünüşe bakarak damızlık hakkında hüküm vererek çok defa büyük yanlışlıklara sebep olunmaktadır. Diğer hayvan türlerinde olduğu gibi koyunlarda da damızlık seçimi yöntemleri genellikle iki grup altında toplanır.
A-Dış yapıya bakılarak
B-Verim kayıtlarından yararlanılarak
A-DIŞ YAPI ÖZELLİKLERİNE BAKARAK DAMIZLIK SEÇİMİ
Dış yapı özelliklerinden yararlanılarak yapılan damızlık seçimi, koyunculukta uzun yıllardan beri uygulanan ve hala da yaygın olarak başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntemle başarılı bir damızlık seçimi için bazı genel kurallara uymak gerekir. Bunlar:
DAMIZLIK KOYUNLAR SAĞLAM BÜNYELİ OLMALIDIR!
Üzerinde durulan verim yönü ne olursa olsun, damızlık olacak hayvanların sağlam bir bünyeye sahip olmaları istenir. Sağlam bünyeden kasıt, hayvanın organlarının karşılıklı uyum ve denge ile çalışmalarıyla, dış etkilere ve çevre faktörlerine karşı dayanıklılığıdır. Sağlam bünyeli hayvanların derileri sağlam ve elastik bir yapıdadır. Ayrıca sağlam bünyeli hayvanlar, hareketleri normal, bakışları canlı ve gözleri parlak olur.
Beden yapısı:
İyi gelişmiş geniş ve derin olmalı. Sütçü koyunlarda ön kısmından, arka kısmın daha geniş olması iyidir. Etçilerde, köşeleri yuvarlak dikdörtgen şekildedir.
a) Deri: Yapağı; koyunların önemli bir ürünü olması ve derinin yapağıyı büyüten kısmı olması nedeniyle koyunda diğer hayvanlara göre daha büyük önem taşır. Doğal olarak derinin kendiside ekonomik yarar sağlayan önemli bir üründür. Deri; ırk, besleme, yaş ve sağlık durumlarının etkisiyle kalın, ince, sıkı yada gevşek olabilir. Sağlam ve sağlıklı hayvanlarda deri pembe renklidir. Hasta yada uzun süre yetersiz beslenen hayvanlarda ise deri soluk veya mavimsi görünümlü olur. Derinin yapısını etkileyen önemli bir faktörde yaştır. Genç hayvanların derisi yaşlı hayvanlara göre daha ince ve gevşektir. Aynı ırk içerisinde olmak şartıyla, dişi hayvanların derisi erkeklere göre daha incedir. Sert iklim koşullarında yaşayan hayvanlarda deri, sıcak iklimdekilere göre daha kalın ve kuvvetli olarak gelişmektedir.
b) Kemik Yapısı: Süt verimi yönünden geliştirilmiş koyunlarda kemikler ince ve özellikle yuvarlak kemikler uzuncadır. Koçlarda kemiklerin sağlam ve kalınca olması istenir ise de bu konuda aşırılığa kaçmamalıdır. Aksi halde kaba ve kalın kemikli hayvanlarda yemden yararlanma yeteneği düşer. Yapağı koyunlarında kemikler iyi gelişmiş ve kalındır. Bu ırklar geç geliştikleri için kemiklerde uzun olur. Et verimi yönünden geliştirilen ırkların erken gelişme yeteneğinde olması, bu ırkların daha iyi besleme şartlarında bulundurulması gibi nedenlerle, uzun kemiklerin kıkırdak dokularında büyüme erkenden bittiği için kemikler kısa ve hafif olur. Etçi koyunlarda kemiklerin inceliği ayrıca istenen bir özelliktir. Böylece karkasta kemik oranı düşeceği için karkasın kalitesi, buna bağlı olarak da fiyatı yükselir.
c) Baş: Başın yapısı ırk, verim yönü, cinsiyet gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Ancak büyük ve kaba görünümlü bir baş, genelde hayvanda kemik yapısının da kabalığının belirtisi sayılmaktadır. Sütçü koyunlarda baş uzunca, ince ve kuru yapılıdır. Et verimi yönünden geliştirilmiş ırklarda ise baş zarif ve burun ucuna doğru daralır. Verim yönü ne olursa olsun başın ağır ve kaba olması istenmez. Aşırı uzun ve dar olan baş yapısı da bünyenin zayıflığını göstermesi bakımından bu tür yapıya sahip hayvanlar damızlık olarak kullanılmamalıdır. Başın yapısından cinsiyet ayırt edilebilir. Koçlarda baş, dişilere göre daha kısa ve geniştir. Fakat sütçü ırkların koçlarında baş yapısının dişiye benzemesi de fazla yadırganmamalıdır.
d) Boyun: Süt tipi koyunlarda boyun etçi koyunlara göre daha uzuncadır. Sütçü koyunlarda boyunda et ve yağ az geliştiğinden boyun yassı dar ve daha az derindir. Erken gelişen etçi koyunlarda ise boyun, kısa, kalın, bol etli ve yağlıdır. Aşırı uzun ve ince boyun yapısı bütün koyunlar için bünye zayıflığının bir belirtisidir. Koyunlarda boyunun normal olarak üst kısmının düz bir hat oluşturacak şekilde sırta geçmesi, omuza ve göğüse geçişinde tedrici genişleme ile olması da bünyesel yönden bir kusur olarak değerlendirilir.
e) Boynuz: Genel olarak koçlar boynuzlu ve koyunlar boynuzsuzdur. Örneğin yapağı tipi merinoslar böyledir. Fakat et merinoslarında her iki cinsiyette boynuzsuzdur. Yerli koyunlarda da bu durum çok değişiktir. Yönetim ve bakım kolaylığı yönünden boynuzsuzluk arzu edilir.
f) Kulaklar: Kulakların yapısı koyunların bünyeleri hakkında önemli bir bilgi kaynağıdır. Kalın ve sıkı derili kulaklar bünyenin sağlam, kas gelişiminin iyi, kemik yapısının kuvvetli ve yapağı miktarının bol olduğunu belirtir. Dişi koyunlarda kulaklar erkeklere göre daha ince ve zariftir. Süt tipi koyunlarda kulaklar daha büyük ve sarkık olurlar.
g) Sırt-bel-sağrı: Sırt, göğüs ve karın boşluğunda bulunan çeşitli organların yükünü çeken önemli bir vücut bölümüdür. Sırtın düz ve sağlam olması gereklidir. Kas gelişimi iyi olmayan ve çukurlaşmış bir sırt istenmez, hele genç hayvanlar için önemli bir kusur sayılır. Fazla yavru vermiş yaşlı koyunlarda sırt hattı biraz çöküntü yapmış olabilir. Aşırı dar ve keskin bir sırt yetiştirme yönü ne olursa olsun kusur sayılır. En iyi kalite et bel bölümünde bulunduğu için, etçi tiplerde bu vücut bölümü ile sağrı arasında bağlantı görevi gördüğünden belin düz, kuvvetli ve bol etli olması istenir.Sağrının uzun, geniş ve bol etli olması istenir. Ayrıca doğum için iyi gelişmiş bir sağrı istenir. Sağrı hattı düşük olmamalı ve sağrı önden arkaya doğru fazla daralmamalıdır. Aşırı düşük sağrı kusur sayılır. Sağrının iskelet yapısını; leğen (hafsala) kemiği, kısmen uyluk kemikleri ve üstten kalça kemiği bağlantısı meydana getirir. Sağrı genişliği bu üç noktadan ölçülür.
h) Göğüs: Tipik etçi ırkların göğüs hacmi sütçü ve yapağıcılara göre daha azdır. Etçi koyunlarda göğüs ayrıca öne doğru dar, et ve yağ tabakalarıyla kaplı bir çıkıntı yapar. Bu nedenle ön göğüs genişliği etçi ırklarda daha fazladır. Sütçü koyunlarda ise göğüs uzun ve daha dardır. Zaten sütçü ırklarda da göğüsün yeterli genişlikte olması istenir. Aksine durum, yani kürekler arkasında boğum yapacak şekilde aşırı göğüs darlığı bütün verim yönleri için bünyesel bir kusur sayılır. Koyunlarda göğüsün uzun geniş ve derin olması burada yerleşen yürek, akciğer gibi önemli organlara fazlaca yer sağlanması bakımından büyük önem taşımaktadır.
ı) Karın: Karın bir çok organları içinde saklar. Karın alt çizgisi düz olmalı ve sarkıklık göstermemelidir. Çok yaşlı koyunlarda biraz sarkıklık görülebilir. Süt tipi koyunlarda karının arka kısmı memelere doğru genişlemiştir. Böylece iyi gelişmiş bir meme yapısı meydana gelir. Gençliğinde fazla hacimli kaba yemlerle beslenen hayvanlarda karın sarkık olur. Sarkık karın özellikle damızlık olarak seçilecek hayvanlar için kusur sayılır.
i) Meme: Koyunlarda süt bezleri iki ayrı parçadan oluşur ve iki ayrı meme ucu bulunur. Süt tipi koyunlarda meme büyüklüğü ve memelerin yapılış şekli süt verimi yönünden önemlidir. Memelerin dış görünüşü ve büyüklüğünden başka bezsel özellikte de olması istenir. Meme başlarının birbirleriyle uyum içinde olması ve meme başlarının kör olmaması istenir. Sağlıklı meme, hem süt üretimi için hem de yavruların beslenmesi için önemlidir.
j) Bacaklar ve tırnaklar: Bacaklar tipe ve ırka göre vücudu kolay taşıyabilecek kuvvette olmalıdır. Koyunlar genellikle uzun yürüme zorunda olan bir mera hayvanı olduğu düşünülürse, bacakların sağlam yapılı, düzgün duruşlu olması gerektiği anlaşılır. Etçi koyunlarda arka butların dolgun ve aralarının daha geniş olması gerekir. Böylece üstte yeter genişlikte bir sağrı meydana gelir ve bol et toplar. Ayrıca ön bacaklarda, özellikle omuz ve kolda et toplanması istenir. Yapağı tipi ve süt tipi koyunlarda bacaklar daha uzun ve kuru olurlar. Düzenli duruşlu koyunlarda önden ve arkadan bakıldığında ön ve arka bacakların birbirini örter şekilde durması gerekir. Diğer hayvanlarda olduğu gibi koyunlarda da fıçı bacaklılık ve inek bacaklılıkta kusur sayılır. Baldırın ayak bileğinden inciğe geçişi düze yakın bir hat şeklinde olursa ve buradaki açı çok açık ise dik bacaklılık meydana gelir. Bu durum ise koyunlarda duruş bozuklukları arasında sayılır. Zira bu durum adımın kısa olmasına neden olur ve dolayısıyla dik bacaklı hayvanlar uzun yol yürümede güçlük çekerler.Uzun süre meraya çıkmayan hayvanların tırnakları uzayarak hayvanın hareketini güçleştirir ve duruş bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca, özellikle erkek hayvanların arka ayak tırnaklarının uzaması aşımda büyük güçlükler meydana getirir. Bu durum kusur sayılmaz, tırnaklar kesilerek olumsuzluk ortadan kaldırılmış olur. Koyunlarda yürüyüş ve durum bozukluklarına sebebiyet verebilecek şekilde tırnaklar dar, dik ve eğri olmamalıdır. Aksi halde damızlık seçiminde kusur sayılır.
KOYUNLAR IRK, TİP YADA VERİM YÖNÜNDEN İSTENİLEN ÖZELLİKLERİ TAŞIMALIDIR!
Dış yapı özelliklerine göre yapılacak damızlık seçiminde seçilecek koyunlar, ırkının veya tipinin özelliklerini tümüyle taşımalıdır. Türkiye'mizin değişik coğrafi özellikler göstermesi bakımından yöremize uygun çalışacağımız koyun tipinin özelliklerini iyi bilmemiz ve seçeceğimiz hayvanların bu özellikleri taşıyıp taşımadığını kontrol etmemiz gerekmektedir. İşletmede et verimi daha büyük önem taşıyorsa, damızlık seçiminde et verim özelliklerine daha fazla önem verilmelidir. Bu nedenle de damızlık seçecek kişi veya kişilerin et, süt ve yapağı gibi verimleri belirtmeye yarayan dış yapı özelliklerini bilmesi lazımdır. Et-yapağı üretimine uygun yapı Günümüzün ekonomik şartları genel olarak tek taraflı koyun yetiştiriciliğini karlı olmaktan uzaklaştırmıştır. Etçi verim özelliklerine uygun yapıyı büyük ölçüde bünye ile ilgili bölümde açıklamış olmakla birlikte, özetlemek gerekirse damızlık olacak etçi koyunda mümkün olduğu kadar büyük, derin, geniş ve dolgun bir vücut yapısı gözlenmelidir. Baş kısa ve geniş, boyun kısa ve kalın olmalıdır. Göğüsün geniş, derin ve kaburgaların mümkün olduğu kadar dışa dönük olması istenir. Bol et veren sırt, bel ve sağrının düz bir hat oluşturması ve olabildiğince geniş olması istenen etçi özelliklerindendir. Bacaklar kısa fakat sağlam, mümkün olduğu kadar kemiklerin ince olması istenir. Derinin sağlam, esnek ve pembe renkli olması istenir. Yapağı özelliklerine de dikkat edilecekse, yapağının eşit boyda, yeterli incelik ve sıklıkta olması, karın altının yapağıyla örtülü bulunmasına özen gösterilmelidir.
Süt üretimine uygun yapı
Sütçü koyunlarda kemikler ince, boyun uzun, vücut yüksek ve uzundur. Göğüs, derinliği fazla olmakla birlikte arkaya doğru uzayarak geniş bir boşluk oluşturacak şekilde geliştirilmiştir. Sağrı, uzun ve arka bacakları arası büyükçe bir memeye yer verecek şekilde geniş olmalıdır. Karın nispeten gelişmiş, memeler yeter büyüklükte ve bezel meme özelliğindedir. Böyle memeler süt üreten bezleri fazla içerdiği için elle yakalandığı zaman taneli bir yapı hissedilir. Ayrıca sütle dolu olduğu zaman gergin ve dolgun olan bezel memeler sağıldıktan sonra pörsür. Meme başlarının kolayca sağıma imkan verecek şekilde iyi gelişmiş, yeter büyüklükte ve hafifçe yanlara doğru yönelik durmalıdır. Sütçü koyunlarda but dolgunluğu az, sırt hattı aşırı olmamak şartı ile sivrice olmalıdır. Sütçü koyunlarda baş; kuru, asil ve zarif yapılı olmalıdır. Süt verimleriyle tanınmış ırklar, boynuzsuz yada küçük ve zarif boynuzludurlar. Kulaklarında büyük ve nispeten sarkık olduğu bilinmektedir. Erkek görünümlü bir dişi yada dişi görünümlü bir erkek hiçbir zaman iyi damızlık olmaz. Dişilerin döl verimini dış görünüşlerinden yararlanılarak belirlemek hemen hemen imkansızdır. Erkek damızlıklarda ise her iki testisin aynı büyüklükte ve iyi gelişmiş olması gereklidir. Bilindiği gibi koçun yumurtaları ne kadar büyükse dölleme kabiliyetleri de o derece iyidir.
B-VERİM KAYITLARINA BAKILARAK YAPILACAK DAMIZLIK SEÇİMİ
Dış yapıya bakarak yapılan damızlık seçimindeki başarı, üzerinde durulan verim ve bu verimin dış görünüşten anlaşılmasındaki isabete bağlıdır. Yapağı verim özellikleri dış yapıdan anlaşılabilirse de, süt verimi ve döl verimi gibi kabiliyetleri dış yapıdan anlamak hemen hemen imkansızdır. Bu yüzden damızlık seçimindeki başarıyı arttırmak için mutlaka verim kayıtlarının tutulması ve damızlık seçiminin bu kayıtlara dayandırılması gerekir. Nitekim, hayvancılığı ileri ülkelerde özellikle damızlık yetiştiriciliğiyle uğraşan işletmelerde verim kayıtları dikkatli bir şekilde tutulmaktadır. Kayıtlar, iyi düzenlenmiş defterlere veya kartlara işlenir. Gerek defter ve gerekse kartlarda hayvan için soy kütüğü tablosu, hayvanın numarası, çeşitli özellikleri ve diğer tamamlayıcı bilgiler bulunur. Kartlar, süt ırkı koyun ve koçlar için geliştirilmiş olduğundan tutulan kayıtların büyük kısmı bu verimle ilgilidir. Verim yönü ne olursa olsun damızlık koyun ve koçlarda aranacak en önemli özellik döl verimidir. Damızlık seçiminde; ikizlik oranı yüksek ailelerden gelen, ikiz veya üçüz doğmuş kuzulara öncelik tanımak gerekir. Ayrıca, aşım isteği göstermeyen ve iyi dölleme yeteneğine sahip olmayan erkekler ile üst üste iki yıl döl tutmayan dişilerin damızlıktan çıkarılması gerekir. Bu konularda karar verebilmek içinde kartlarda ilgili kayıtların bulunması gerekir. Damızlık erkekler için de ayrı kart açılarak bunların kendilerine ve döllerine ilişkin verimler işlenir.
Aşım kartı:
Aşım yada koç katımında kullanılan koçun; hangi dişileri aştığını, kaç defa aştığını, koyunların kuzulama tarihlerini ve yavru sayılarını ve sonuçlarını kayıt etmeye yarayan bir karttır. Bu karttan yararlanarak koyunların döl verim düzeyleri saptanır. Kartta; aşım yapan koçun kulak numarası, ırkı, yaşı yada doğum tarihi, aşım yılı ve şekli, aşım başlangıç tarihi ve sonu işaretlenir.
Süt verim denetim kartı:
Deneme sağımlarında saptanan süt verimleri kaydedilir. Bu kayıtlardan yararlanarak sağım dönemi süt verimi yada sağılan süt verimleriyle sağım dönemi süreleri hesaplanır. Süt verim denetim kartında koyunların numarası, ırkı, yaşı yada doğum tarihi, doğum tipi, ana ve baba numarası gibi koyuna ait özellikler yazılır.
Damızlık koç kartı:
Damızlık kartlarında damızlığa ayrılmış olan koçların doğumdan itibaren gelişme ve diğer verim özellikleri, aşım sonuçlarına göre döl verimi ve yapağı verimiyle ilgili özellikleri kayıt edilir. Bu şekilde damızlık olarak kullanılacak koçların verim özellikleri bu kartta görülebilir. Ayrıca ana-babalarına ait verimler ve numaralarda gözlemlenir. Damızlık koç kartında koçun kulak numarası, ırkı, doğum tarihi yada yaşı, doğum tipi gibi özellikleri yazılır.
Soy kütüğü kartı:
Damızlığa ayrılmış koyunların yada koçların kendi verimleri, bunlara ek olarak birinci, ikinci ve üçüncü kuşak öncesi atalarının verimleri toplu olarak bulunur. Bu kartlardan özellikle koyun ve koçlara ait bilgiler yeterli değilse yararlanılır. Bu kart sistemlerinden hangisinin uygulanacağı, yetiştirme durumu ve koyun ırkına göre kararlaştırılır. Böylece, sürüyü oluşturacak koyunlar tepeden tırnağa incelenmiş oldu. Hangi koyun güzel, hangisi kusurlu, hangi koyunları sürüden ayırmak gerekir bir de onlara bakalım :
• Dişleri bozuk, tırnakları bozuk olanlar
• Çok yaşlı, çok zayıf koyunlarla, kavruk kalmış toklular
• Bütün kısır koyunlar, çok az süt verenler
• Kuzusu devamlı ölen, kuzusunu almayan problemli koyunlar sürüde yer alamazlar. Bunları sürüden ayırmalıdır. Ayrıca hayvanın yün verimine de bakılmalıdır. Yün vermeyen koyun olmaz ama,
• Yünü kısa ve seyrek ise, dökülüyorsa,
• Aşırı yün körü ise,
• Özellikle kıvırcık ve merinoslarda lekeler varsa,
• Bedenin her yeri sık ve uzun yapağı ile örtülü değilse. Bu gibi koyunları da sürüden dışlarız. Böylece, sürüde ince ve sık yünlü, lüleleri iyi oluşmuş, lekesiz yün veren, vücudu tamamen yapağı ile kaplı hayvanlar kalmış olur.
DAMIZLIK KOÇLARIN SEÇİMİ
Bir koç, yılda 25-80 araya aşım yapabilir. Buda demektir ki koçun etkisi, koyunun en az 25-80 katıdır. Dişi koyun çok üstün olmasa da yılda bir döl verdiğinden buda bir veya birkaç yavru demektir. Dolayısıyla sürüye fazla tesir etmez. Sürünün geleceği koçun kalitesine bağlıdır. Onun için yüksek fiyatla da olsa damızlık yetiştiren işletmelerden koç satın almakta yarar vardır. Eğer yetiştirici sürü içinden koç kullanmakta ısrarlı ise sadece koçların dış görünüşlerine bakarak damızlığa ayırması yanlıştır. Mutlaka verim kayıtlarının tutulması ve değerlendirilmesi ile bir koç hakkında gerçek ve isabetli bir bilgiye sahip olunabilir. Melezleme yapılacak ise, uzmanlara danışılmalıdır. Kullanılacak koçlar, kuvvetli ve sağlıklı olmalı, ırkının bütün özelliklerini göstermelidir. Saf kan bir hayvan olmalıdır. Döl verimi yüksek bir aileden gelmelidir. Ağır ve hantal değil, canlı, parlak bakışlı ve hareketli olmalıdır. Yumurtalıklar torbaya inmiş olmalı, torbalar aynı hizada durmalıdır. Tohumları sağlam olmalıdır. Yapağısı kendi ırkının özelliğini taşımalı, üzerinde leke bulunmamalıdır. Bacakları kısa ve düzgün olmalı, yürüyüşü sağlam, sallanmasız, titremesiz olmalıdır. Sağrısına basıldığında çömelen koç, damızlık olarak kullanılmaz. Ergin bir koç iyi beslenirse 25-80 koyuna aşabilir dedik. Ancak zayıf meralarda ve yetersiz beslenmede, bu sayı 10-20' ye iner.
DAMIZLIK KUZULARIN SEÇİMİ
Damızlığa elverişli olmayan kuzular ne kadar erken sürüden ayrılırsa, o kadar iyidir. Boş yere büyüyünceye kadar beslenmemiş olurlar.
- Doğumunda damızlık olamayacaklar besiye alınır
- Sütten kesim sırasında bir seçim yapılır,
- Bir yaşına gelenler arasında tekrar seçim yapılır,
Erkek kuzular damızlık için seçilince, ilk aşımı 18-24 aylık iken yaparlar. Bu durum onların beslenmesine bağlıdır.
Hangi kuzular kasaba gider?
Damızlık olarak seçilenler sürüde kalır, baş ölçüleri bozuk, vücudu eğri büğrü, kollarının arkası boğumlu, ayakları düzgün basmayan, kemik yapısı zayıf, doğum ağırlığı çok düşük, yapağısı alacalı olan kuzular sürüye alınmaz, besiye ve kasaba sevk edilir.
DAMIZLIĞIN SONU
Yaklaşık 1,5 yaşında cinsel faaliyete başlayan koçlar, 5-6 yaşa kadar damızlıkta kalırlar. Koyunlar 7-8 yaşına kadar rahatça kuzu verir. Sağlam yapılı olanlar 9-10 yaşına kadar da yavru verebilirler. Bazıları da erken çöker. Daha 8 yaşa gelmeden biter. Bunları sürüden çıkarmalıdır.
BANYO NEDİR? NEDEN GEREKLİDİR?
Koyunları parazitlerinden kolayca kurtarmanın yolu banyodur. Koyunları dış parazitlere (kene, pire, bit vs.) karşı koruyabilmek için belirli zamanlarda banyo gerekmektedir. Banyo işletmeye yakın bir yerde yapılmalıdır. Yetiştiricinin durumu uygunsa banyoluklar yüzlek (sığ) ve derin banyoluklar diye ikiye ayrılmalıdır. Yüzlek banyoluklar ayak ve tırnaklarda görülen hastalık ve parazitlere karşı kullanılır. Yapımı çok kolay ve pratiktir. Taşınabilir yapılması daha uygundur. Küçük işletmelerde su olukları yüzlek banyo olarak kullanılır. Yüzlek banyonun 15 cm derinlik ve 50 cm genişlikte yapılması gereklidir. Derin banyoluklar , uzunluğu 5 metre, eni 80 cm, derinliği 1-1,5 metre olan çukurlardır. Çimento ile sıvanarak su sızdırması önlenir. Çıkış için bir yanı merdivenlidir. Her iki tarafında koyunların toplanacağı bölmeler bulunur. Banyolukların etrafında korkuluklar bulunur. Banyonun tam orta kısmında bir bakıcının durabileceği genişlikte, yan korkuluk tahtalarında bir açıklık bırakılır. Banyoluklar su ile doldurulduktan sonra bir kovada eritilen paraziter ilaç, banyolukların içine bir yöne doğru dökülmek suretiyle yavaş yavaş güzelce karıştırılır. Banyo yaptırılacak koyunların 12 saat öncesinden yemi kesilir. Hayvanlar aç karnına banyoya sokulur. Fakat 3 saat önce mutlaka su içirilmelidir. Böylece hayvan banyonun ilaçlı suyunu içmez Banyoluğun baş tarafına koyunlar toplanır. Sonra teker teker banyoluğa bırakılır. Bir baştan suya giren koyun, yüzerek öte baştan çıkar. Orta yerde hayvanın başı bir çatal değnek ile suya bastırılır. Böylece hayvanın başı dahil her yeri ilaçlı suyla ıslanmış olur. Banyodan çıkan koyunların suyu ayrı bir bölmede süzüldükten sonra, ağıla alınırlar. İyice kuruduktan sonra da meraya çıkarılabilir. Banyo sonunda hayvanlar parazitten temizlendikleri gibi , yapağıları da her türlü pislikten arınmış olurlar. Çoban köpekleri de mutlaka aynı banyoda banyo yaptırılmalıdır.Yılda, biri ilkbaharda ve biri de sonbaharda olmak üzere 2 defa banyo yaptırmak gerekir.
KIRKIM NEDİR? NE AMAÇLA VE NASIL YAPILIR?
Kırkımdan amaç bol verim alarak ve temiz ürün sağlayarak daha karlı koyunculuk yapmaktır. Bu amaca varmak için; hayvanın tutulmasından, yapağının sarılmasına kadar tecrübe ve bilgi isteyen kırkım, bu işi bilen kişiler tarafından yapılmalıdır. Şimdi kırkımın ne olduğunu, nasıl yapıldığını dikkatle izleyerek öğrenelim.
Kırkım ; koyun üzerinden yapağıyı makas , kırklık veya makine ile kesme işlemine verilen addır.
Yapağı ; koyunlardan gömlek halinde çıkarılan kirli kıl örtüsüne denmektedir. Bir koyundan alınan yapağının tümüne gömlek veya tulum denmektedir.
Yün ; yapağının yıkanmış temizlenmiş haline verilen isimdir. Tops ise yıkanmış yünden taranarak iplik yapılmak üzere kalın halat şeklinde hazırlanmış ve yumak haline getirilmiş ipliklerdir. İster yün olsun, ister yapağı olsun, iyi bir kırkım ister. İyi bir kırkım yapmak için şunlara dikkat edilmelidir:
• Kırkım zamanını iyi seçmelidir.
· Kırkım hazırlığı yapılmış olmalıdır.
· Kırkım titizlikle ve dikkatli yapılmalıdır,
· Kırkımdan elde edilen gömlekler iyi muhafaza edilmelidir.
KIRKIM ZAMANI
Kırkım, Türkiye'de iklime bağlı olarak farklı aylarda veya mevsimlerde yapılır. Kırkım zamanı, öncelikle iklim koşulları, yetiştirme işleri ve koyunun yetiştirme yönüne bağlıdır. Yapağı gömleğindeki yağı salgılanmadan (koyun terlemeden) , kolay kırkım yapılamaz. Makas veya makine koyun üzerinde zor hareket eder. Onun için belirli bir sıcaklık olmadan ve koyunlar terlemeden kırkım yapılamaz. Hava devamlı yağmurlu ve soğuk veya çok sıcak olduğu gün ve aylarda kırkım yapılmaz. Özellikle doğum, emiştirme ve sağım zamanında da sağmal koyun kırkımı yapılmaz. Bunlardan başka kırkım için kırkımcıların kolay bulunabileceği mevsimi gözlemek gerekir. Türkiye'de kırkım genelde Nisan - Haziran ayları arasında yapılmaktadır. Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bazı ırklarda Eylül ayında olmak üzere 2. kırkım da yapılmaktadır .
KIRKIM HAZIRLIKLARI
Kırkım makas ile yapılacaksa ağızları iyice bilenmelidir. Kırkım eğer elektrikli makine ile yapılacaksa, kırkımdan önce makine parçalanır. Bıçakları bilenir, makine parçaları deterjanlı su ile temizlenir ve sonra yağlanmaları yapılır. Esasen bu işlemler her sene kırkım öncesi ve sonrası yapılmalıdır. Kırkım yeri beton veya sert toprak olabilir. Toprak zemin üzerinde kırkım yapılmaz. Bunun üzerine büyükçe bir branda serilip , yapağının temiz elde edilmesi sağlanmalıdır. Mümkün olduğu takdirde duvar dibinde ağaçtan (tahta döşemeli) bir kırkım yeri hazırlanmalıdır. Kırkılacak koyunlar bir gün öncesinden aç bırakılmalı ve kırkım sırasında hayvanların ani hareketlerinden kaçınılarak bağırsak düğümlenmesi gibi durumlara karşı hassas davranılmalıdır. Kırkıma, önce koçlardan başlanır. Koçu sıra ile kısırlar, erkek ve dişi toklular ve sağmal koyunlar izler. Kırkıma başlamadan önce, kırkım yerine getirilen koyunların kuyruk etrafındaki kirli ve gübreli yapağıları (çakıldak) yardımcı çoban tarafından kırkılması gerekir. Bunun için kırkımdan 5-10 dakika evvel 8-10 koyun tutulup, usulüne uygun olarak yere yatırılır. Yere yatan koyunların çaprazlamasına ayakları bağlanıp çakıldakları kesilir. Bu işlemler yapılırken koyunların kırkım öncesi terletilmesi yapılarak makinanın koyun derisi üzerinde daha rahat ve hızlı çalışması sağlanır. Aksi taktirde makine, toz ile sertleşmiş gömlekte kolay yürümez ve hayvanın derisi kesilir. Sürü içindeki koyun, asla yapağısından tutulmamalıdır. Genel olarak arka ayaklarından, boynundan, baş ve böğründen baston yardımı ile tutularak omuzları üzerine, yere yatırılmalıdır.
KIRKIM YÖNTEMLERİ :
Makasla kırkım : Koyunlar yatırılır ve ayakları çapraz olarak bağlanır. Ortalama olarak usta bir kırkıcı, günde 60 koyunu kırkabilir. Makas ile kırkımda yapağı parçalar halinde makasın iki bıçağı arasına sıkıştırılarak kesilir. Makasla kırkıma genel olarak sırttan (kaburga) başlanır, önce bir taraf daha sonra öbür taraf kırkılır. Makas ile kırkılan koyunun vücudu düzgün değildir. Yapağının bir miktarı koyun üzerinde kalır. Bu yöntemde koyun derisi, makine ile kırkıma oranla daha fazla kesilmektedir.
Makine ile kırkım: Diğer bir kırkım yöntemi de Makinayla yapılan kırkımdır . Kırkımın makinayla yapılması daha yararlıdır. Bakınız makinayla yapılan kırkım ne gibi yararlar sağlamaktadır.
Makina ile, yapağı deriye yakın yerden kesilir, dolayısıyla yapağı verimi artar.
· Kırkım daha çabuk biter.
· Kırkım düzgün olur.
· Deri yaralanması pek az olur.
Makina ile kırkım da kullanılan kırkım makinaları, berber saç kesme makinalarının büyük tipleridir. Bu yöntemle kırkımda yapağıya zarar vermeden kolay kırkım için, koyunu nasıl tutmak gerektiğini, makine kullanma tekniğini bilmek gerekir. Bu yöntemde önce koyun kıç üstü oturtularak göğüs bölgesinden kırkıma başlanır. Sonra karın altı ve etrafı açılır. Ardından ön ve arka bacaklar kırkılıp, en son sırt ve boyun kırkılarak kırkım tamamlanır. Kırkılan koyunlar gölge bir yerde dinlendirilir. Kırkım hayvanın yapağısı kuru iken yapılmalıdır. Banyodan sonra ıslak veya nemli iken yapağı kırkılmaz. Kırkılırsa , nemli gömlek çok çabuk bozulabilir. Kırkım sırasında deri ve meme uçlarında kesikler olmamalıdır. Kesik yerlere hemen tentürdiyot sürülmelidir. Kırkım süresince makine tarağında toplanan yağlı ve toz karışımının temizlenmesi için 40 o C sodalı su kullanılmalıdır.
KIRKILAN YAPAĞILAR NASIL MUHAFAZA EDİLİR?
Kırkılan yapağı gömleği bir iki defa silkelenip kaba kirleri döküldükten sonra temiz bir yere serilerek havalandırılır. Serilme işleminin tel kafesler üzerinde olması daha uygundur. Eğer nemi varsa iyice kuruyuncaya kadar serili bırakılır. Havalandırılan gömleğin etek ve bacak kısmındaki çakıldaklar da alındıktan sonra, gömleğin sağ ve sol yanları ortada birleşecek şekilde katlanır. Bundan sonra arkadan başlamak suretiyle öne doğru kıvrılır. Böylece, omuz bölgesi görünen dış kısımda olur. Sarılan gömlekler fazla sıkılmadan çapraz olarak bağlanır. Bağlanan gömlekler renklerine göre ve koç, koyun, toklu, kuzu gibi cinslerine göre ayrılır. Her biri temiz ve rengi çıkmayan çuvallara konur. Çuvallar fazla bastırılmamalıdır. Böylece hava alması sağlanır. Yerden 10-15 cm yükseklikteki tahta ızgaralar üzerine istif edilir. Çuvallar üst üste fazla yığılmamalı ve üzerleri bastırılmamalıdır. İstif yerleri kuru, temiz, aydınlık ve havadar olmalıdır. Küf ve güvelere karşı önlem alınmalıdır. Farelere karşı da mücadele edilmelidir.
KOYUNDA KESME VE YÜZME
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder