Balık Yetiştiriciliği
Balık yetiştiriciliği binlerce yıldan beri bilinen, yapılan ve diğer sektörlerle işbirliği içinde çalışan bir tarım koludur. Sanayi sektörü balıkçılık için, makineler, yemlikler, ekipmanlar üretir. Yem sanayi yemini yapar. İnşaat Sektörü havuzlarını, kuluçkahanelerini, işleme yerlerini inşa eder. İlaç sektörü ilacını aşısını üretir. Onun için balıkçılık, ekonominin önemli bir koludur. Dünyada en çok sazan ve alabalık yetiştiriciliği yapılmaktadır. Sazan yetiştiriciliği, dünyada 2-3 bir yıl, alabalık yetiştiriciliği ise yaklaşık 100 yıldır yapılmaktadır. Ülkemizde ise her iki balık ancak yaklaşık 20 yıldır yetiştirilmektedirBalık eti, protein bakımından koyun ve sığır gibi diğer hayvansal gıdalara göre daha iyidir. Çünkü yağ oranı onlara nazaran düşüktür. Daha besleyicidir ve lezzetlidir. Hazmı, kısa zamanda ve kolayca olmaktadır. Bu yüzden özellikle midesinden şikayetçi olanlara, hastalıktan sonra iyileşme döneminde olan insânlara, bedeni faaliyeti az olan meslek mensuplarına tavsiye edilmektedir. Bunun dışında, çocuklar ve yaşlılarda çok kolay ve rahatça balık yiyebilirler.
Balık etinin diğer bir özelliği, yağının insan sağlığı için çok uygun olmasıdır. Diğer hayvansal yağlar kalp, damar, beyin rahatsızlıklarına sebep olur ve yüksek tansiyonlu insanları da olumsuz olarak etkiler. Bu sebeple, çağımızda insanlarda hayvansal yağlara karşı bir korku vardır. Fakat balık etine karşı bu korku yersizdir. Çünkü balık etindeki yağlar, diğer hayvansal yağlardan dolayı oluşan kolesterolü parçalayan bir etkiye sahiptir. Bu yüzden kolesterolü yüksek hastalara, balık eti tavsiye edilmektedir. Hatta haftada bir balık yiyen insanlarda kalp ve damar hastalıkları hemen hemen hiç görülmemektedir.
Ayrıca, balık eti mineral ve vitamin bakımından da zengin bir gıdadır.
Nüfusumuz hızla artmaktadır, ama toprağı işleyerek ve hayvan yetiştirerek elde ettiğimiz gıda maddelerimiz ise aynı hızla artış göstermektedir. Gıda maddelerimiz artmayınca da, beslenmemiz zorlaşmaktadır. İhtiyacımız olan besin maddelerini yeteri kadar almazsak, fiziksel olarak belki doyarız ama beslenmemiş oluruz. Beslenmemizde ihtiyacımız olan maddelerin en önemlisi hayvansal 'proteindir. Ergin bir insan, günde 35-40 g hayvansal protein almalıdır.
BALIKLAR YEMİ ETE ÇEVİRME MAKİNESİDİR
Yetiştirdiğimiz sığır, koyun, tavuk gibi çiftlik hayvanları vücut sıcaklığını sabit tutmak için ilave yem tüketirler. Halbuki balıkların soğuk kanlı olmalarından dolayı, vücut sıcaklığını sabit tutmak gibi bir mecburiyetleri yoktur. Bu sebeple, daha az yem tüketirler ve yemden daha iyi yararlanırlar. Mesela; Sazan balığı sığırdan 2-2.5, tavşandan 1.5, domuzdan 1.3 kat, daha fazla yemden yararlanır. Sazan balığı üretimi için 2 kg. ve daha az yem gerekirken 1 kg. tavuk üretimi için 2.5-3 kg. yem gerekir.
BALIK YETİŞTİRİCİLİĞİMİZ
Balık yetiştiriciliğimizin çok iyi durumda olduğu söylenemez. Ülkemiz üzerinde bulunduğu iklim kuşağı nedeniyle, iç su ve deniz balıklarının yetiştiriciliğine çok uygundur. Yetiştiricilik yapabileceğimiz, buz gibi soğuk sularımız olduğu gibi, sıcak, acı ve tuzlu sularımızda bulunmaktadır. Halen iç sularımızda alabalık, sazan, denizlerimizde çipura, levrek ve Salmon (Somon) balığı yetiştirilmektedir.
Bugün, daha çoğu alabalık olmak üzere 350 civarında balık yetiştiriciliği yapan çiftliklerimiz vardır. Bu çiftliklerimizde yılda yaklaşık 5.500 ton balık üretilmektedir. Bu üretim tüm su ürünleri üretimimizin yaklaşık % 1.5'u kadardır. Dünyada yılda yaklaşık 100 milyon ton olan toplam ürünleri üretiminin yaklaşık % 13'ü yetiştiricilikten elde edilmektedir.
Bugün balık yetiştiriciliğine başlayacak olân üreticilerimiz şüphesiz 20 yıl önce yetiştiriciliğe başlayan meslektaşlarının karşılaştığı problemlerle karşılaşmayacaklardır. Ama gene de her işte olduğu gibi, bazı sorunların olacağını da unutmamalıdırlar. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür.
1. YETİŞTİRME ALANLARI
Balık yetiştirme alanları, kendi arazilerimiz değil de, kamu arazileri veya su alanları ise bu arazilerin, kurulacak işletmeye tahsisi veya işletme haklarının kiralanması sağlanmalıdır.
2. YUMURTA VE YAVRU TEMİNİ
İşletmenin ihtiyacı olan yumurta ve yavrular, kendi üretim tesisinde yetiştirilemiyorsa yavru ve yumurta alımını garanti altına almalı, bunların temin edilebileceği yerler belirlenmelidir.
3. YEM TEMİNİ
Balık yetiştirme tesisinin en önemli girdisi yemdir. Masrafların yaklaşık % 70'i yemden kaynaklanır. Yemin ucuz ve kaliteli olarak nereden temin edileceği daha önceden planlanmalıdır:
4. TECRÜBELİ İNSAN
Balık yetiştiriciliği, hem yeni bir iş alanı olması, hem de çok değişik faktörlerden etkilenmesi, dolayısıyla, bilgili ve tecrübeli insan gücüne ihtiyaç gösterir.
5. HASTALIK
Hastalık, üretim havuzlarına girince balıkları kırıp geçirir. Hastalığın işletmeye girmemesi için tedbir alınırsa balıkların hastalıklara yakalanması da asgariye iner. Üretim havuzlarında hastalık gör üldüğünde, balıklar hemen ilaçlanmalı, aşılanmalı ve gerekli karantina tedbirleri alınmalıdır.
6. PAZARLAMA
Bugün halkımızın büyük bir kesimi balık yeme alışkanlığı edinmiştir. Bu yüzden balık artık kolayca pazarlanabilmektedir. Elde edilen balık, insanların en çok ihtiyacı olduğu mevsimde pazara arz edilerek azami kar sağlanmasıdır.
Günümüzde üreticilerimiz balık yetiştiriciliğine daha çok önem vermektedirler. Yapılan yatırım da, bir-iki yıl içinde ürüne ve paraya dönüşmektedir.
Artık ülkemizde, modern balık yetiştiriciliği yapılmaktadır. Devletimiz de bu yetiştiricilik kolunun gelişmesi için her türlü tedbiri almaktadır. Bu nedenlerle, balık yetiştiriciliğimizin geleceği aydınlıktır. Balık avlayanlara rasgele dendiği gibi bizde yetiştiricilik yapanlara bol ürünler diyoruz.
Av Araçları ve Avlanma Metotları
Su ürünleri avcılığının başlaması, çok eskilere dayanmaktadır. İnsanoğlu karnını doyurmak için, karadaki besinleri kullandığı gibi, suda bulunan canlılardan da yararlanmıştır. İlk avcılık, araçsız yapılan avcılıktır. Burada suda bulunan balıkların, elle yakalanması olayıdır. Daha sonra aletlerle avcılık başlamıştır. Bunlar zıpkın, ok, mızrak, kıskaç gibi aletlerdir. Ayrıca balıkları sersemletici metotlar da (Vurma aletleri, sopalar, zehirler vs) kullanılmıştır Zamanla avlanma teknikleri, daha da geliştirilerek; bugünde kullanılan oltalar ve ağlar yapılmıştır. Olta yemli ve yemsiz olarak kullanıldığı gibi, tek veya birden fazla iğne bağlanarak yapılan oltalarda kullanılmakta olup bunlar çapari ve parakete adını almaktadır. Avcılıkta, zamanla sepet dediğimiz araçlarda kullanılmıştır. Sepetlerin yapısı, balık sepete girdikten sonra çıkmayacak şekildedir.
Bu dersimizde, günümüzde ekonomik olarak balık avcılığında kullanılan av araç gereçlerini kısaca gözden geçireceğiz. bu av araçlarıyla nasıl avcılık yapıldığından bahsedeceğiz. Bir beden ve bu beden üzerine, çok sayıda 50-100 cm aralıklarla bağlanmış (200-2000 adet) iğneli köstekler bulunan oltalardır. Ağırlıkları ayarlanarak su yüzeyinde veya dipte kullanılırlar. Balıkları cezbetmek için, iğne uçlarına yem olarak kerevit eti, Sudak balığı gözü, Sazan eti konulur. Pareketaların göle bırakılması, öğleden sonraları veya akşam üzeri olur. Ertesi sabah pareketa yoklanarak, takılmış olan balıklar hasat edilir. Bu arada yemi düşen iğnelere, tekrar yem takılır (pareketa ile daha çok sudak, turna, yayın avlanır).
BALIK AĞLARI
Çok çeşitli balık ağı vardır. Her balıkta her ağla yakalanmaz. Balık ağlarını uzatma, sürütme, çevirme, serpme ve sabit ağlar olarak gruplandırabiliriz. Şimdi bunlara kısaca bir göz atalım.
UZATMA AĞLARI
Bu tip ağlar fanyalı ve fanyasız olmak üzere ikiye ayrılırlar.
FANYASIZ AĞLAR (KÖK AĞLAR)
Bu ağlar, tek katlı olup, bir kurşun ve bir mantar yaka ile, her iki kalan ve tor ismi verilen ağdan oluşur. Genellikle su rezervuarının derinliğine ve avlanacak olan balık türüne göre, 2-20 m arasında; uzunlukları ise, 50-300 m ve daha fazla olabilir. Kurşun yaka, ağır olduğu için dibe batar, mantar yaka hafif olduğu için yüzeyde kalır ve bu şekilde ağ su içinde gergin durur. Torun göz açıklığı, avlanacak olan balığın türüne göre, 20 mm ile 80- 90 mm arasında değişir. Ağa yaklaşan balık, karşı tarafa geçmek isterken, tora çarpar ve solungaçlarından yakalanır. Fanyasız ağlar daha çok sudak, turna ve yayın gibi balıkların, avlanmasında kullanılır.
FANYALI AĞLAR
Fanyalı ağlarda da fanyasız ağlarda olduğu gibi bir kurşun yaka ile bir mantar yaka ve arada tor denilen küçük gözlü ağ bulunmaktadır. Ayrıca bu ağlarda, ağın her iki tarafına veya bir tarafına geçirilmiş, daha geniş göz açıklığında fanyadan yapılan ağ vardır. Bu ağların uzunluk ve derinlikleri de, yine avlanan balık türüne ve su rezervuarının derinliğine göre değişmektedir. Suya bırakılan fanyalı ağlara yaklaşan balıklar, karşı tarafa geçmek istediklerinde tora takılırlar ve tor fanyanın gözüne geçerek torba meydana getirir ve balıklar ağdan çıkamaz. Fanyalı ağların av verimi, fanyasız ağlardan daha fazladır. Fanyalı ağlar, daha çok sazangillerin avlanılmasında kullanılır.
Uzatma Ağlarının Suya Bırakılışı: Değişik şekillerde olabilir. Genelde balıkların hareket yönüne ve kıyıya dik olarak bırakılır. İki ağ arasında en az 50 m mesafe olmalıdır.
1.Metod
Genelde balıkların hareket yönüne ve kıyıya dik olarak bırakılır. İki ağ arasında en az 50 m mesafe olmalıdır.
2. Metot
Çok fazla ağ kullanılacaksa ve ağlar değişik göz açıklıklarında ise şekildeki gibi 50 m arayla kıyıya dik yerleştirilmelidir.
3. Metod
Burada birim ağlar kıyıya dik, 50 m aralıklarla yerleştirilir. Bundan sonraki ağlarda, birbirine dik gelecek şekilde suya bırakılır.
4. Metot ( Labirent Sistemi)
Büyük ve küçük göz açıklığındaki ağlar birlikte kullanılır. Küçük göz açıklığındaki ağlar, kıyıya dik 50 m aralıkla yerleştirilir. Büyük gözlü ağlar, bunların uç kısmını çevirecek şekilde bırakılır. Uzatma ağları ile yapılan avcılıkta, ağlar akşam bırakılır ve bir gün sonra sabahleyin çekilir. Balıklar ağlardan çıkarılarak sandıklara alınır; ağ yıkanarak tekrar atılacak şekilde istif edilir. Son yıllarda monofil ağlarda kullanılmaktadır. Bunlar düğümsüz ağlardır. Yapılan tecrübelerde, polifil (düğümlü) ağlardan daha çok av verdiği gözlenmiştir.
SÜRÜTME AĞLARI
Kıyıdan ya da bir tekneden, dibi sürüterek çekilen torba biçimdeki ağlardır. Sürütme ağları Voli, Iğrıp, Manyat vs. gibi isimler almaktadır. İç sularda kullanılan sürütme ağı ise, ığrıptır. Genel yapısı ile ığrıp ortada bir torba ve torbanın iki tarafında 50 m ile 75 m uzunluğundaki kanatlardan ibarettir. Yine bunlarda da kurşun yaka ve mantar yaka bulunmaktadır.
ığrıp Ağının Suya Yerleştirilmesi Şöyle Olmaktadır:
Iğrıp kanatlarından birinin ucuna bağlanan ip, kıyıda bırakılır ve tekneyle, göle açılınır. Önce kanat suya dökülür, sonra torba suya bırakılır ve ikinci kanat suya dökülerek kıyıya yaklaşılır. Kanatın ucundaki halat, kıyıya alınır, yarım ay şeklinde bir durum ortaya çıkar. Halatlardan 3'er veya 5'er kişi asılarak ığrıp kıyıya çekilir ve torbadaki balıklar alınır.
ÇEVİRME AĞLARI
Bu ağlar, gölün orta kısımlarında ve derin yerlerde kullanılırlar. Gırgır ağı olarak da adlandırılırlar. Üstte mantar yaka ve altta kurşun yaka vardır. Balık sürüsü sarılır, sürü ağa girdiğinde ağın iki ucu birleştirilir, insan veya motor gücüyle tekneye alınır. Ayrıca, İnci Kefali avında kurşun yakadan geçirilen bir halatla, ağın altı toplanır ve balıkların ağın içinde kalması sağlanır. Bu tip ağların Van gölü dışındaki iç sularımızda kullanılması yasaktır.
SERPME AĞLARI
İç su balıkçılığında en yaygın olarak kullanılan ve kullanılması çok basit olan bir ağ grubudur. Genellikle Sazan ve Alabalık bu ağlarla avlanmaktadır. Serpme ağlarının çeşitli şekilleri vardır. Genellikle akarsularda, sabit cepli serpme ağı kullanılır. Bu ağ akarsu kenarından atılır. Balıklar ağdan kaçmak isterlerken yanlarda bulunan ceplere takılırlar. Ağ çekilmek suretiyle kurşun yaka birleşirken veya ağ açıkken bile balıklar dışarı çıkamaz.
Serpme ağlarda diğer bir kullanma şekli göllerde ve sığ sularda kullanılan şekil alan büzmeli serpme ağı kullanımıdır. Sığ sularda kullanımda ağın dibe teması şarttır. Göllerde ise yoğun av sürüsü aranır. Ağ balığın üzerine bırakılır, bir müddet çökmesi beklenir ve süratle halatlar çekilmek suretiyle ağ büzülür. Ağ büzüldükçe büzülen kısmın üzeri torba halini alır. Serpme ağlarının, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya, Gediz, Fırat, Dicle, Büyük ve Küçük Menderes, Seyhan ve Ceyhan nehirleri gibi büyük nehirlerimizin dışındaki iç sularımızda sportif amaçlı bile olsa kullanımları Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yasaklanmıştır.
SABİT AĞLAR
İç sularda kullanılan en önemli sabit ağ kerevit avcılığında kullanılan kerevit sepetleri veya pinterleridir. Günümüzde iki tip kerevit sepeti kullanılmaktadır.
Ülkemizde kerevit avcılığında kullanılan yemli ve yemsiz pinterler şekil 14 ve 15 de' görülmektedir.
Çift girişli kerevit sepeti (eski tip kerevit sepeti) iki ağızlı, yan yana dört adet tel çemberden oluşur. Her telin üzeri ağ ile kaplanmış olup, ağızdaki ilk çemberden, içerisindeki ikinci çemberlere içe doğru daralan kesik koni ile bağlanmıştır.
Tek girişli kerevit (yeni kerevit sepeti) arka arkaya iki huni ve 3 mm. kalınlığında plastik kaplı, 5 adet tel çemberden yapılmıştır. Ilk çemberin alt kısmı, pinterin zemine oturması için düz yapılmıştır. Diğerlerinden daha büyük olan, yarım daire görünümündeki bu çemberin düz kenarı 45 cm. uzunluğunda ve 35 cm. yüksekliğindedir. Diğer 4 adet çemberin çapı ise, 27 cm. dir. Pinterlerin boyu, yaklaşık 125 cm, ara germesi 175 cm'dir. Karşılıklı iki pinter arasında kullanılan germenin, su içinde gergin durması için, üstte mantar, alta kurşun bağlanır. Bu pinterlerde kullanılan ağın göz açıklığı 30 mm'dir.
Kerevit avcılığı, tek veya çift girişli sepetlerle yemli veya yemsiz yapılır. Çift girişli sepetlerde yemli, tek girişli sepetlerde genellikle yemsiz avcılık yapılır. Kerevit sepetleri, kerevitlerin su içersindeki hareket yönlerine dik olarak atılır ve bir veya iki gün sonra yoklanarak, yakalanan kerevitler alınır. Kerevitlerin hareketleri, kıyıya paralel olduğu için, kerevit sepetleri kıyıya dik atıldığı sürece, daha fazla av verirler.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak isteyen müteşebbisler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Eğridir, Bodrum ve Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlükleri ile en yakın Tarım teşkilatına müracaat ettikleri taktirde, oralarda kendilerine daha detaylı bilgi verilerek yardımcı olunacaktır.
SON SÖZ
Her iç suda her ağ kullanılmaz. Hangi suda hangi ağın kullanılacağını ve bunların asgari vasıf ve şartlarını Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI Müdürlükleri belirlemektedir. Bu ağlar dışında ağ kullanıldığında yasak av araç ve gerecin kullanılmasından dolayı cezalı duruma düşülür. Bu uygulamada cezalı duruma düşmemek için en yakın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı il Müdürlüklerine müracaat ederek nerede hangi ağın kullanılacağının öğrenilmesi gerekmektedir.
Levrek Yetiştiriciliği
Levrek balığı, ülkemizi çevreleyen tüm denizlerde bulunmakla birlikte, Ege ve Akdeniz'in balığı olarak bilinir. Ekonomik değeri çok yüksek, eti lezzetli, sevilen bir balıktır. Sıcaklığa ve tuzluluğa karşı toleransı yüksektir. Tuzluluğu % 005 ile % 050, sıcaklığı 1°C ile 34°C arasındaki sularda yaşar. En uygun büyüme sıcaklığı 22-24°C dir. İtalya ve Fransa'da 1970'li yıllarda yetiştiriciliği başlamasına rağmen ülkemizde birkaç yıldan beri yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu dersimizde, yer seçiminden balıkların hasadına kadar levrek yetiştiriciliği ile ilgili hususlar vermeye çalışacağız.
NERELERDE YETİŞTİREBİLİRİZ?
Yetiştiricilik yapılacak yerlerdeki deniz suyu, hiç bir şekilde kirli olmamalı, zehirli atıklar ihtiva etmemelidir. Suyun oksijeni en az 4 mg/It, pH'si 7.2-8.0, tuzluluğu % 020- % 035 olmalıdır. Sudaki sülfürik asit 1 mg/It'den katiyen yüksek olmamalıdır, zehir etkisi yapar. suyun kalitesini bozulmaması için, suda hareketlilik olmalıdır. Yetiştirme ortamındaki suyun, tamamına yakını . günde değişecek şekilde akıntı olmalıdır.
Yetiştiricilik yapılan yerlerde, tatil köyleri, yerleşme merkezleri vb. yerler olmamalıdır. Aksi halde işletme bu yerleşim yerlerinin gürültüsünden, ışığından ve oluşturacağı kirli atıklarından zarar görebilir. Kafeslerin yerleştirileceği koylar, yöreye hakim rüzgarlara karşı korunmuş ve derinliği en az beş metre olmalıdır. Derinlik az olursa, sular çabuk soğur. Ani sıcaklık düşüşleri levrek balığını öldürür. 10°C'nin altındaki su sıcaklıklarında da balıklar yem alımını durdurur ve 1 °C' ye düştüğünde de ölürler. Kafesler, deniz ulaşımına engel olmamalıdır, ancak denizden ve karadan kolayca ulaşılabilecek yerde olmalıdır.
Yukarıda, kısaca bahsedilen özelliklere sahip yer tespit edildikten sonra, Tarım ve Köyişleri İI Müdürlüklerine bir dilekçe ile müracaat edilmelidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI Müdürlüğü size tespit edilen yerin uygun olduğunu bildirdikten sonra, Liman Başkanlığından burada kurulacak tesisin deniz ulaşımını engellemeyeceğini ve Sağlık Ocağından da insan sağlığına zarar vermeyeceğine dair belge alınmalıdır. Bu belgeler tamamlandıktan sonra burada levrek balığı yetiştirilebileceğine dair yapılabilirlik (fizibilite) raporu hazırlayıp Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI Müdürlüğüne tekrar müracaat edilmelidir.
Tesisinizde yılda ürettiğiniz balık miktarı, 30 ton kadar ise projenizi Tarım ve Köyişleri İl Müdürlüğü onaylayarak size geri verecektir. Kapasitesi daha büyük olanları ise, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onaylayacaktır.
Projenizi onaylatmakla işimiz bitmiyor. Yetiştiricilik yapacağımız yeri kiralamamız gerekir. Bütün denizler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devletin mallarını da Maliye ve Gümrük Bakanlığı kiraya vermektedir.
Kiralayacağımız yer için Maliye ve Gümrük bakanlığına projeyle birlikte müracaat etmeliyiz. Maliye ve Gümrük Bakanlığı yeri bize 10 yıldan az olmamak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının belirlediği şartlar üzerinden kiraya verecektir. Yerimizi kiraladıktan sonra yapacağımız ilk iş, projemizde ön gördüğümüz şekilde havuzlarımızı ve ağ kafeslerini kurmamızdır.
NEREDE YETİŞTİRECEĞİZ?
Levrek balıkları, kıyıya yakın açılacak toprak havuzlarda veya denizde ağ havuzlarda (kafeslerde) yetiştirilir. Kıyıda yapılan yetiştiricilikte, havuzların inşa edileceği toprak, genelde su geçirmez killi toprak olmalıdır. Ağ havuzlar ise yukarıda anlatılan yerlerde kurulmalıdır.
AĞ HAVUZLARIN ÖZELLİKLERİ
Ülkemizde levrek yetiştiriciliğinde kullanılan ağ havuzların dış boyutları genelde 4x4x3 m veya 5x5x3 m'dir. Havuzlar iki bölümden oluşmaktadır.
1 . Yüzdürücü olan ahşap ve çerçeve kısım,
2. Balıkların yerleştirildikleri ağ (torba) kısmı
1. Yüzdürücü kısım, boyutları 4 m x 30 cm x 4 cm olan 4 adet tahtanın kare şeklinde çivilerle tutturulması ile meydana gelir.
Bu ahşap kısmın yüzdürülebilmesi için de tahtaların altlarına plastik yüzdürücü materyaller konur, böylece havuzun bu bölümünün su yüzeyinden 40-50 cm yukarıda olması sağlanır. Burası balıklarımızı kontrol edebileceğimiz bir gezinti yeri olduğu gibi yemleme de buradan yapılır. Balıklarımızın havuzun dışına atlayarak kaçmaması için de 1 metre kadar ağla yükseltilir.
2. Havuzun ağ (torba) kısmı; ahşap kısmın boyutlarına uygun olarak yanlardan yarım metre daha kısa olacak şekilde; ağın bir yüzü açık küp şeklinde dikilmesiyle oluşur. Kafes boyutumuz 4x3x3'ne ise ağ kısmı 3.5x3.5x3 m boyutlarında, 5x5x3 m ise ağ kısmı 4.5x4.5x3 m boyutlarında olur. Torba şeklinde dikilen ağın taban köşelerine ağırlıklar asılarak ağın suyun içinde gergin olarak durması sağlanır. Ağın üst kısmı da yüzdürücülere sıkıca bağlanır .
NE KADAR AĞ HAVUZ YAPACAĞIZ?
İşletmemizin kapasitesine göre ağ hazırlanır. Ağ havuzlar, düzgün sıralar halinde birbirlerine bağlanır. Akıntı ve dalgalarla sürüklenmemesi için de sıra başından ve sonundan demir çapalarla sabitleştirilir. Ağ havuzlarımızı kurunca, sıra havuzlarımızda besleyeceğimiz yavruların teminine gelir.
YAVRU BALIĞI NASIL TEMİN EDECEĞİZ ?
Yavru balıkları iki yolla temin edebiliriz. Ya tabiattan toplayarak, ya da yavru yetiştiren işletmelerden satın alarak. Tabiattan yavru toplama Nisan-Mayıs aylarında tatlı suların denize karıştıkları nehir ağızlarına, azmakmalara yavrular sürüler halinde beslemek ve korunmak için geldikleri zamanlarda yapılır. Yavru toplama işi, özel olarak yapılmış ve yavrulara zarar vermeyen tül ığrıplarla yapılır. Tül ığrıplardan alınan yavrular hemen yavru tanklarına alınır ve ilaçlanırlar. İlaçlama için furazolidone gibi ilaçlar kullanılır. Yavrular en kısa zamanda yetiştirilecekleri ağ kafeslere nakledilmelidir. Zaman kaybı, yavru kaybı demektir.
Yavru balık Devlet kurumlarından da temin edilebilir . Yavru Levrek balıklarını yetiştirip satan devlet kurumlarımız vardır. Bunlar: Bodrum Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Kepez- Beymelek Su Ürünleri Üretim İstasyonudur. Ayrıca çeşitli yerlerde levrek balığı kuluçkahanelerinden de halka yavru balık pazarlanmaktadır.
HAVUZLARDA YAVRU BALIĞIN YETİŞTİRİLMESİ
Tabii ortamdan yakalanan veya kuluçkahanelerden satın alınan 0.5-1 g. ağırlığında, 1 .5-2 cm. boyundan olan yavru balıklar göz açıklığı 2-3 mm olan ağlardan yapılmış havuzlara konulur. Her havuza % 10 zayiat dikkate alınarak 1 m 3 'e 110 adet yavru balık yerleştirilir. Böylece 4x4x3 m'lik havuza 3300 adet yavru balık konmuş olur. Bu yavrular, iki ay sonra 3-4 g ağırlığa ulaşırlar ve göz açıklığı 6.5 mm olan ağ havuzlara aktarılırlar. Bundan sonra yavruların ağırlıkları. iki ayda bir kontrol edilerek daha büyük ağ gözlü havuzlara yerleştirilirler.
YAVRULARIN KONULACAĞI AĞIN GÖZÜ NE OLMALIDIR
Balığın Yaşı | Balığın Ağırlığı | Balığın konulacağı ağ havuzun ağ gözü açıklığı |
Başlangıçta | 0.5- 1 g | 2-3 mm |
2 ay | 3-4 g | 6.5 mm |
4 ay | 10 g | 18 mm |
6 ay | 25-30 g | 18 mm |
Böylece balıklar büyüklüklerine göre ağ göz açıklığı değişik ağ havuzlarına konulmak suretiyle, pazarlanıncaya kadar 18 mm göz açıklığında olan ağ havuzlarında büyütülürler.
AĞ HAVUZLARDA KİRLENİR
Ağ havuzların, gözleri yosun bağlayarak kirlenir. Bu yosunları gidermek için suyun sıcaklığına bağlı olarak 10-15 günde bir ağ havuzlar, temiz olanlarla değiştirilmelidir. Bu iş hiç ihmal edilmemelidir. Aksi halde balıklarımız suyun hareket etmeyişinden dolayı oksijensizlikten ölürler. Bu suretle emeklerimiz heba olabilir.
BESLENME
Balıkların durumuna göre beslenmeleri farklı olur. Yaşına göre yem rasyonları yapılır.
Havuzlara yeni konulan yavru balıkları yeme alıştırmak oldukça güçtür. Bu devrede, ekonomik değeri az veya fiyatı ucuz olan taze ve donmuş balıklar kıyma makinesinden geçirilerek balık ezmesi yapılır. Burada hiç unutulmaması gereken husus ezme yapılacak balığın çok taze olmasıdır. Bu ezmenin içine 1.1 oranında toz levrek yavru balığı yemi karıştırılarak yavru balıkların yiyebileceği bir yem elde edilir. Yavrulara bu yemden günde 4-6 defa, canlı ağırlıklarının % 10-15'i kadar verilmelidir. Bu dönemde dikkat edeceğimiz başka bir husus, yavru balıkları hastalıklardan korumak için yemlere antibiyotik karıştırılmasıdır.
Ağırlığı 10-15 gr'a ulaşan balıklara, günde verilecek yem miktarı, canlı ağırlığının % 3'üne düşürülür. Taze ve karma yemden de pelet yeme geçilir. Pelet yemin, çapı 1.5 mm'den başlanır. Balık büyüdükçe pelet yemin çapı da büyütülür. Pelet yem % 46-52 hayvansal protein ihtiva etmelidir. Peletteki ve dolayısıyla radyasyondaki hayvansal proteinler balık unundan gelmelidir. Su sıcaklığına bağlı olarak balığa verilecek yem miktarı da, canlı ağırlığının % 1.3-2'si kadar olmalıdır. Yaklaşık 2.5-3 kg yemle 1 kg levrek balığı elde edilir.
Levrek balıklarımızı yemlerken, hiç bir öğünde tam olarak doyurmamalıyız. Balıklarımızı doyurursak yem zayiatımız artar. Yavru levrek balıkları 18-20 ay sonra 500-600 g'a ulaşırlar ve pazarlanırlar. Her bir ağ havuzdan 1000-1500 kg arasında levrek balığı elde edilir.
Çipura Yetiştiriçiliği
Çipura balığı, Ege'nin çok sevilen, eti çok lezzetli hem ülkemizde, hem de yurt dışında, diğer balıklara göre daha çok para eden bir su ürünüdür.
Çipura balığı yetiştiriciliği, ülkemizde 1980'li yıllarda başlamıştır, Yurdumuzda en fazla yetiştiriciliği yapılan deniz balığıdır.
Çipura balığı yetiştiriciliği ya denizden alınan suyla karada havuzlarda, yada denize yerleştirilen ağ havuzlarda (Kafeslerde) yapılır. Havuzlar, çipura balığının evidir. Bu evi temiz yerlerde kurmalıyız.
Bu dersimizde, Çipura balığı yetiştirmek için neler yapmamız gerektiğini kısaca gözden geçireceğiz. belki ilginizi çeker. Siz de Çipura balığı yetiştiriciliği yapabilirsiniz. Yeterli bilginiz varsa, karlı bir işletmeye sahip olabilirsiniz.
Çipura balığı yetiştiriciliğini yaygınlaştırmak için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı; Muğla-Bodrum'da Güvercinlik Koyunda, Antalya-Kaş, Beymelek dalyanında Çipura balığı yetiştirmekte ve üreticimizin yavru balık ihtiyacını temin etmektedir. Çipura balığı yetiştirmek için önce uygun bir yer bulunması gerekir. Bu konunun üzerinde önemle duruyoruz. Eğer işletme iyi bir yerde kurulamazsa, belki çipura balığı yetiştirilir. Ama kâr elde edilemez veya kâr yeteri kadar yüksek olmaz.
HER YERDE ÇİPURA BALIĞI YETİŞTİRİLMEZ
Yetiştiricilik yapılacak saha (deniz), hiç bir şekilde kirli olmamalıdır. Bu saha ne kadar temiz olursa balıklar o kadar çabuk gelişir verim ve dolayısıyla karda yüksek olur. Yetiştiricilik yapılan yerlerde tatil köyleri, yerleşme merkezleri vb. yerler olmamalıdır. Aksi halde işletme bu yerleşim yerlerinin gürültüsünden, ışığından, oluşturacağı kirletici atıklardan veya hırsızlık gibi olaylardan dolayı zarar görebilir. Kafeslerin yerleştirildiği koylar, o yörede hakim rüzgarlara karşı korunmuş olmalıdır. Yoksa kafesler, azgın dalgalara dayanamaz, parçalanır. Binbir emek ve zahmetle yetiştirilen balıklar kaçarlar.
Kışın sular soğuduğu zaman, suyun sıcaklığının belli bir derecenin altına düşmemesi için kafeslerin konulduğu denizin derinliği en az beş metre olmalıdır. Derinlik daha az olduğu zaman, sular çabuk soğur ve Çipura balığı soğukta kırılabilir.
Ağ kafesleri koyacağımız yer, deniz ulaşımına engel olmamalıdır.
İşletmenin olduğu yerin ulaşım problemi olmamalıdır. Bu hem yetiştirilen balığın kolayca pazarlanması, hem de işletmenin ihtiyacı olan yem ve diğer giderlerin kolayca temin edilmesi için gereklidir.
Yukarıda, kısaca bahsedilen özelliklere sahip yer tespit edildikten sonra, Tarım ve Köyişleri İI Müdürlüklerine bir dilekçe ile müracaat edilmelidir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI Müdürlüğü size tespit edilen uygun olduğunu bildirdikten sonra, Liman Başkanlığından burada kurulacak tesisin deniz ulaşımını engellemeyeceğine ve Sağlık Ocağından da insan sağlığına zarar vermeyeceğine dair belge alınmalıdır. bu belgeler tamamlandıktan sonra burada Çipura balığı yetiştirilebileceğine dair yapılabilirlik (fizibilite) raporu hazırlayıp Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI Müdürlüğüne tekrar müracaat edilmelidir.
Tesisinizde yılda ürettiğiniz balık miktarı, 30 ton kadar ise projenizi Tarım ve Köyişleri İI Müdürlüğü onaylayarak size geri verecektir. Kapasite daha büyük olanları ise, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onaylayacaktır.
Projenizi onaylatmakla işimiz bitmiyor. Yetiştiricilik yapacağımız yeri kiralamamız gerekir. Bütün denizler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devletin mallarını da Maliye ve Gümrük Bakanlığı kiraya vermektedir.
Kiralayacağımız yer için Maliye ve Gümrük Bakanlığına projeyle birlikte müracaat etmeliyiz. Maliye ve Gümrük bakanlığı yeri bize 10 yıldan az olmamak üzere , tarım ve Köyişleri Bakanlığının belirlediği şartlar üzerinde kiraya verecektir. Yerimizi kiraladıktan sonra yapacağımız ilk iş, projemizde öngördüğümüz şekilde havuzlarımızı ve ağ kafeslerini kurmamızdır.
ÇİPURA BALIKLARIMIZI NEREDE YETİŞTİRECEĞİZ?
Çipura balıklarımızı iki şekilde yetiştirebiliriz. Ya denizden su alarak karada açacağımız havuzlarda, ya da denizde ağdan kuracağımız havuzlarda yetiştirebiliriz. Biz bu dersimizde ağ havuzlarda çipura balığı yetiştiriciliğini sizlere anlatmaya çalışacağız.
AĞ HAVUZLARIMIZIN ÖLÇÜSÜ NE OLMALIDIR.
Çipura balığı yetiştiriciliğinde, kullanılan kafes boyutları 2.5x2x2 m, 4x4x3 m, 5x5x3 m, 13x6x3 m'ye kadar değişme gösterebilir. Kafesler sentetik materyalden yapılmıştır. Havuzlar iki bölümden oluşmaktadır:
1. Yüzdürücü olan ahşap ve çerçeve kısım,
2. Balıkların yerleştirildikleri ağ (torba) kısım
1. Yüzdürücü kısım, boyutları 4 m x 30 cm x 4 cm olan 4 adet tahtanın kare şeklinde çivilerle tutturulmasıyla meydana gelir. Bu ahşap kısmın yüzdürülebilmesi içinde tahtaların altlarına plastik yüzdürücü materyaller konur. Böylece, havuzun bu bölümünün su yüzeyinden 40-50 cm yukarıda olması sağlanır. Burası balıklarımızı kontrol edebileceğimiz bir gezinti yeri olduğu gibi yemleme de buradan yapılır. Balıklarımızın havuzun dışına atlayarak kaçmaması içinde 1 m kadar ağla yükseltilir.
2. havuzun ağ (torba) kısmı; ahşap kısmın boyutlarına uygun olarak yanlardan yarım metre daha kısa olacak şekilde, ağın bir yüzü açık küp şeklinde dikilmesiyle oluşur. Kafes boyutumuz 4 x 4 x 3 m'sine ise ağ kısmı 3.5 x 3.5 x 3 m boyutlarında, 5 x 5 x 3 m ise ağ kısmı 4.5 x 4.5 x 3 m boyutlarında olur. Torba şeklinde dikilen ağın taban köşelerinde ağırlıklar asılarak ağın suyun içinde gergin olarak durması sağlanır. Ağın üst kısmı da yüzdürücülere sıkıca bağlanır.
NE KADAR AĞ HAVUZU YAPACAĞIZ
İşletmemizin kapasitesine göre ağ havuzlar hazırlanır. Ağ havuzlar, düzgün sıralar halinde birbirlerine bağlanır. Akıntı ve dalgalarla sürüklenmesi içinde sıra başından ve sonundan demir çapalarla sabitleştirilir. Ağ havuzlarımızı kurunca, sıra havuzlarımızda besleyeceğimiz yavruların teminine gelir.
YAVRU ÇİPURA BALIĞINI NASIL TEMİN EDECEĞİZ
Çipura balığı yavruları iki yolla temin edebiliriz. Ya tabiattan toplayarak, yada yavru yetiştiren işletmelerden satın alarak. Tabiattan yavru toplama, Nisan-Mayıs aylarında tatlı suların denize karıştıkları nehir ağızlarına, yavruların azmaklara sürüler halinde beslenmek ve korunmak için geldikleri zamanlarda yapılır. Yavru toplama işi, özel olarak yapılmış ve yavrulara zarar vermeyen tül ığrıplarla yapılır. Tül ığrıplardan alınan yavrular hemen yavru tanklarına alınır ve ilaçlanır. İlaçlama için furazolidone gibi ilaçlar kullanılır. Yavrular en kısa zamanda yetiştirilecekleri ağ kafeslere nakledilmelidir. Zaman kaybı, yavru kaybı demektir.
Yavru balık devlet kurumlarından da temin edilebilir Yavru çipura balıklarını yetiştirip satan devlet kurumlarımız vardır. Bunlar; Bodrum Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Kepez-Beymelek Su Ürünleri Üretme İstasyonudur.Ayrıca çeşitli yerlerde özel çipura balığı kuluçkahanelerinden de halka yavru balık pazarlanmaktadır.
HAVUZLARA NE KADAR YAVRU BALIK KOYACAĞIZ
Tabii ortamdan yakalanan veya kuluçkahanelerden satın alınan 0.5-1 g ağırlığında, 1.5-2 cm. boyunda olan çipura balığı yavruları göz açıklığı 2-3 mm olan ağlardan yapılmış havuzlara konulur. Her havuza % 10 zayiat dikkate alınarak 1 m 3 'e 110 adet yavru balık yetiştirilir. Böylece 4x4x3 m'lik bir havuza 3300 adet yavru balık konmuş olur. Bu yavrular iki ay sonra 3-4 g ağırlığa ulaşırlar ve göz açıklığı 6.5 mm olan ağ havuzlara aktarılırlar. Bundan sonra yavruların ağırlıkları iki ayda bir kontrol edilerek daha büyük ağ gözlü havuzlara yerleştirilirler.
YAVRULARIN KONULACAĞI AĞIN GÖZÜ NE OLMALIDIR.
Balığın yaşı | Balığın Ağırlığı | Balığın konulacağı ağ havuzun ağ gözü açıklığı |
Başlangıçta | 0.5- 1 g | 2-3 mm |
2 ay | 3-4 g | 6.5 mm |
4 ay | 10 g | 10.5 mm |
6 ay | 25-30 g | 18 mm |
Böylece balıklar büyüklüklerine göre ağ göz açıklığı değişik ağ havuzlarına konulmak suretiyle, pazarlanıncaya kadar 18 mm göz açıklığında olan ağ havuzlarda büyütülürler.
AĞ HAVUZLAR DA KİRLENİR
Ağ havuzların, gözleri yosun bağlayarak kirlenir. Bu yosunları gidermek için suyun sıcaklığına bağlı olarak her 10-15 günde bir ağ havuzları, temiz olanlarla değiştirilmelidir. Bu iş hiç ihmal edilmemelidir. Aksi halde balıklarımız suyun hareket etmeyişinden dolayı oksijensizlikten ölürler. Bu suretle emeklerimiz heba olabilir.
ÇİPURA BALIĞININ BESLENMESİ
Çipura, balıklarının durumuna göre beslenmeleri farklı olur. Yaşına göre yem rasyonları yapılır. Havuzlara yeni konulan yavru balıkları yeme alıştırmak oldukça güçtür. Bu dönemde, ekonomik değeri az veya fiyatı ucuz olan taze ve donmuş balıkları kıyma makinesinden geçirilerek balık ezmesi yapılır: Burada hiç unutulmaması gereken husus ezme yapılacak balığın çok taze olmasıdır. Bu ezmenin içine 1 .1 oranında toz çipura yavru balığı yemi karıştırılarak yavru balıkların yiyebileceği bir yem elde edilir. Yavrulara bu yemden günde 4-6 defa, canlı ağırlıkların % 10-15 i kadar verilmelidir. Bu dönemde dikkat edeceğimiz başka bir husus, yavru balıkları hastalıklardan korumak için yemlere antibiyotik karıştırılmasıdır.
Ağırlığı 10-15 gr a ulaşan balıklara, günde verilecek yem miktarı canlı ağırlığının % 3 üne düşürülür. Taze ve karma yemden de pelet yeme geçilir. Pelet yemin, çapı 1.5 mm' den başlanır. Balık büyüdükçe pelet yemin çapı da büyütülür. Pelet yem % 46-52 hayvansal protein ihtiva etmelidir. Peletteki ve dolayısıyla rasyondaki hayvansal proteinler balık unundan gelmelidir. Su sıcaklığına bağlı olarak balığa verilecek yem miktarı da canlı ağırlığının % 1.3-2 si kadar olmalıdır. Yaklaşık 2.5-3 kg. yemle 1 kg. çipura balığı elde edilir.
Çipura balıklarımızı yemlerken, hiç bir öğünde tam olarak doyurmamalıyız. Balıklarımızı doyurursak yem zayiatımız artar. Yavru çipura balıkları 12-14 ay sonra 300-350 gr'a ulaşırlar ve pazarlanırlar. Her bir ağ havuzdan 800-1000 kg arasında çipura balığı elde edilir.
Sazan Balığı Yetiştiriciliği
Sazan balığı sıcak ve durgun suları sever ve bu tür yerlerde yaşar.
Sazan balığı, yetiştiriciliği denilince akla aynalı sazan balığa gelmektedir. Bunun yanında pullu sazan, büyükbaş sazan, çayır (ot) sazana, gümüş sazanının da yetiştiriciliği yaygın olarak yapılmaktadır. Bu dersimizde sazan balığı yetiştirmek için havuzları, bu havuzları nerelerde inşa edeceğimizi, ihtiyaç duyulan su miktarını balıkları nasıl sağlayacağımızı, besleyeceğimizi öğreneceğiz.
İŞLETMEMİZİ NERELERDE KURALIM
Verimli ve su tutma yeteneği iyi olan araziler sazan balığı yetiştirmek amacıyla havuz yapımına uygundur. Ancak sazan balığı yetiştirilecek havuzlar, genellikle tarıma elverişli olmayan verimsiz arazilerde kurulmalıdır. Böylece düşük verimli ve verimsiz araziler değerlendirilmiş olurlar. Seçilen arazinin az meyilli olması, su akışı boşaltımının tabii cazibe ile olmasını sağlar.
Tınlı ve killi topraklar, havuz yapımına daha uygundurlar. Çünkü bu tür toprakların tabii verimliliği ve su tutma kabiliyeti yüksektir.
• Su girişi, 2- Su tevzi kapakları, 3- Çevre kanalı 4- Ana drenaj kanalı, 5- Tali drenaj kanalları, 6- Balık hasat çukuru, 7- Su boşaltım sandığı. 8- Su boşaltım borusu. Havuz Duvarları -Setler.
SAZAN BALIĞI YETİŞTİRİCİLİĞİNDE SU
Sazan balığı yetiştiriciliğinde asgari su miktarı, havuzları sürekli dolu tutacak, yaz aylarındaki buharlaşma ve sızma kayıplarını karşılayacak düzeyde olmalıdır. Bir hektar havuz alanı için 0.5-1.0 lt/sn'lik su, bu iş için yeterlidir. Ancak entansif yetiştiricilikte su miktarının biraz artırılması gerekir. Nemli ve yağışlı bölgelerde bir hektar havuz alanına 4-5 It/sn, ılıman ve sıcak bölgelerde 5-10 It/sn su gerekir. Havuzlarda kullanılacak suyun temiz ve kirlenmemiş olması gerekmektedir. Suyun Oksijeni 5-6 mg/It civarında olmalı, hiçbir zaman da 3-3.5 mg/It' den aşağıya düşmemelidir. Suyun pH' sının ise 5.5 ila 10.8 arasında olması istenir.
SAZAN BALIKLARI SICAĞI SEVER
Sazan balığı yetiştiriciliği için en uygun su sıcaklığı 22-28°C dir. 10°C nin altındaki sıcaklıklarda sazan balıkları yem almazlar. Bu sebeple entansif bir yetiştiricilik için su sıcaklığı 5-6 ay, en az 18-20°C'nin üzerinde olmalıdır.
İŞLETME TİPLERİ
Sazan balığı yetiştiriciliğinde genellikle iki tip işletme vardır.
1 . Birinci tip işletmeler yavru yetiştiren işletmelerdir. Bunlar yavru balık alarak bir müddet beslerler. Balıklar pazar ağırlığına gelince de pazarlarlar. Bu tip işletmeler için besi havuzları dışında işletme binası ve yem deposu gereklidir.
2. İkinci tip işletmeler için işletme binası ve yem deposu dışında, yumurtlatma yavru büyütme, besi, stok ve kışlatma havuzlarına ihtiyaç vardır. Havuzlar işletmenin kapasitelerine göre birbirleriyle orantılı olmalıdır. Şöyle ki, toplam havuz alanının;
% 1'i yumurtlatma havuzları
% 10-15'i yavru büyütme havuzları ,
% 70-75'i besi havuzları ,
% 10-20'u stok ve kışlatma havuzları olmalıdır.
YUMURTA ALIMI
Su sıcaklığı 18°C'nin üzerine çıktığında balıkların yumurtaları ve spermleri olgunlaşmaya başlar. Dişilerin karınlarında şişlik görülür.
Sazan balıklarında yumurta alımı iki şekilde olur:
Balıkların yumurtalarının ya kendiliğinden olgunlaşması beklenir, ya da hipofiz iğnesi yapılarak yumurtaların hemen olgunlaşması istenir. Hipofiz iğnesini takiben 15-16 saat sonra sağıma geçilir. Sonra yumurtaların üzerine erkek balığın spermi sağılır. İyice karıştırılır, yumurtaların yapışkanlığını gidermek için üzerine 10 litre suda 30 gr üre ve 40 gr tuz eritilmek suretiyle hazırlanan üre-tuz eriği dökülür. 20 dk. kadar tekrar karıştırılır. Daha sonra yumurtaların üzerine tanin eriyiği ilave edilir (15 gr tanin 10 litre suda eritilir). Birkaç saniye tanin eriyiği ile karıştırılır ve süzülür. Sonra yumurtalar, temiz su ile yıkanarak Zugar şişesi denilen çıkış şişelerine, şişenin 1/3'i boş kalacak şekilde konur. Burada larvaların çıkması sağlanır. Diğer bir yumurta alımı, herhangi bir müdahale olmadan kendiliğinden balıklardan yumurta alımı işlemidir. Derinlikleri 40-60 cm olan 50-100 m büyüklüğündeki tabanı tamamen çimlerle kaplı, kenarları kanal şeklinde çukurlar olan havuzlar yumurtlama havuzu olarak kullanılır. Bu havuzlara balıklar, iki dişiye 3 erkek hesabıyla bırakılır. Su üzerinde köpük görüldüğünde yumurtlama işlemi başlamıştır. Yumurtlama işlemi tamamlanınca anaçlar havuzdan alınır. Yumurtadan 3-5 gün sonra larvalar çıkar. Larva çıkışından üç gün sonra larvalar sayılarak yavru büyütme havuzlarına aktarılır.
YUMURTLAMA HAVUZUMUZ YOKSA NE YAPACAĞIZ?
Yumurtlama havuzları yoksa, anaç havuzlarına, balıkların üzerine yumurta bırakabilecekleri kakaban adı verilen sentetik lif veya bitki demetleri konur. Anaç balıklar, yumurtalarını kakabanlar üzerine bıraktıkları sonra kakabanlar yavru büyütme havuzlarına aktarılır.
YAVRU BÜYÜTME HAVUZLARI
Derinlikleri 60-80 cm, büyüklükleri 500-1000 m 2 olan toprak havuzlarıdır. Sayıları işletmenin kapasitesine göre değişir. Havuzlara larvalar bırakılmadan 1-1.5 ay önce bakım yapılır,gübrelenir ve su ile doldurulur. Bu havuzlara 1 m 2 ye 30 40 larva yerleştirilir Balıklar büyüdükçe seyreltme işlemi yapılır.
BESİ HAVUZLARI
Besi havuzlarının büyükleri çok değişiklik göstermekle birlikte, ideal bir işletme için 4-5 dekar büyüklük yeterlidir. Havuz!arın meylinin % 0.1'in altına düşmesi ve % 0.5 üzerine çıkması istenmez. İdeali % 0.2-3 tür. Havuz derinliği alçak kısımlarda 60 cm'ye düşmemek üzere, ortalama 1 metre derinlikte olmalıdır.
Besi havuzlarına, 200-300 gram ağırlığındaki balıklardan 1 m 2 ye 1 adet gelecek şekilde balık yerleştirilir. Balıklar pazar ağırlığı olan 500-1000 gr oluncaya kadar burada beslenirler.
Sazan balığı yetiştiriciliğinde dekara 600-800 kg. balık elde edilir.
STOK VE KIŞLATMA HAVUZLARI
Stok ve kışlatma havuzları tabiat şartlarına ve pazarlama durumuna göre değişik sayı ve boyutlarda yapılır. Stok havuzları pazarlanacak balıkların barındığı ve anaç balıkların konulduğu havuzlardır. Bu havuzlara 1 m 2 ye 1 adet balık yetiştirilir.
BESLENME
Sazan balıkları yem alımında seçici değildir. Bitkisel ve hayvansal kökenli yemleri severek yerler. Başlangıçta yavrulara, havuzda kendiliğinden oluşan tabii yemlere ilaveten artemia larvaları verilir. Balıklar; 6-8 haftalık olduktan sonra, günde 4-6 defa olmak üzere toz yemden pelet yeme geçilir. Büyük balıklara, günde 2-3 defa yem verilir. Verilecek yem miktarı su sıcaklığının onda biri olarak hesaplanır. Şöyle ki su sıcaklığı 25 C o ise verilecek yem miktarı canlı ağırlığın % 2.5'i, 20 C o ise % 2'sidir.
Balıklar, pazarlanmadan bir hafta on gün önce yemlemeden kesilir ve stok havuzlarına alınır. Böylece etinde oluşan çamur kokusu gibi kötü kokuların gitmesi sağlanır. Yemleme, pazarlama ağırlığı olan 500-1000 gram oluncaya kadar devam eder. Ilıman bölgelerde 1.5-2 yılda, soğuk bölgelerde ise 2-3 yılda balıklar pazar ağırlığına ulaşırlar. Balıklar hasat edilince, havuzlara hemen su verilmez. Kuru bırakılır. Havuz tabanı ve duvarlar gözden geçirilir. bitkiler temizlenir, dezenfeksiyon ve gübreleme amacıyla da hektara, 1-1.5 ton toz kireç serpilerek atılır.
HAVUZLARIN GÜBRELENMESİ
Kireçleme işlemi yapıldıktan en az 2-3 hafta sonra havuzlar gübrelenir. Gübreleme ile havuz suyunda balıkların yiyeceği ufak canlılar oluşur.
Gübreleme amacıyla çiftlik gübresi ve kimyevi gübreler kullanılır. Çiftlik gübresi hem havuz toprağını ıslah etmek ve hem verimliliğini artırmak için verilir. Toprağın verim durumuna göre yılda, hektara 5-30 ton çiftlik gübresi verilir. Çiftlik gübreleri fazla oksijen harcanmasına sebep olduğundan, genellikle kışın havuzlara verilmelidir. Gübre havuz tabanına yayılarak değil yığınlar halinde serilir. Hektara, yılda 300 kg. olarak verilen süper fosfat gübresi balık üretiminin bir misli artmasını sağlar. Bu gübre su sıcaklığının arttığı Mayıs ayından itibaren verilmelidir.
Azotlu gübre olarak havuzlara genellikle kalsiyum amonyum nitrattan hektara 300-400 kg / yıl verilir. Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında 3-4 seferde verilmelidir. Azotlu gübreler, havuzlara verildiğinde havuzlar otsuz olmalı, yeterli oksijen, yeterli kireç ve organik madde bulunmalıdır. Sazan balığı yetiştiriciliği yapmak isteyen müteşebbisler en yakın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İI ve İlçe Müdürlüğüne başvurduklarında kendilerine her türlü bilgi verilmektedir.
Alabalık Yetistiriciliği
Alabalık iç su balıklarının kralı olarak tanınır. Çok lezzetli olup sevilerek yenilir. Soğuk, berrak, bol oksijenli akarsularda, göl ve kaynak sularında yaşar. Dünyada ve ülkemizde, yetiştiriciliği en yaygın ve en çok yapılan bir balıktır. Ayrıca, iç su balıkları içinde en çok para edeni ve bilinenidir. Bu dersimizde, alabalıklar nerelerde, hangi sularda yetiştirilir, nasıl yumurta, alınır. Bu yumurtalardan nasıl yavru balık elde edilir. Elde edilen bu yavrular nasıl ve neyle beslenir. Bunları genel olarak gözden geçireceğiz.
HANGİ ALABALIK TÜRÜNÜ YETİŞTİRECEĞİZ?
Alabalıkların yetiştiriciliği yapılan kaynak alabalığı, alp alası, dere alabalığı, göl alabalığı, deniz alabalığı, gökkuşağı alabalığı gibi türleri vardır. Bu türler içerisinde en çok yetiştiriciliği yapılan gökkuşağı alabalığıdır. Gökkuşağı alabalığı, yüksek sıcaklıklara, kötü çevre şartlarına daha dayanıklıdır. Hepsinden önemlisi yem değerlendirme kabiliyeti yüksek, çabuk büyüyen ve hızlı gelişen bir türdür. 1-1.5 yılda sofralık balık büyüklüğü olan 250-300 grama ulaşır.
ALABALIK HAVUZLARINI NEREYE YAPALIM
Alabalık tesislerinin kurulabilmesi için suyun uygun sıcaklıkta, temiz, berrak, yeterli ve devamlı olması gerekir. Suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri de uygun olmalıdır. Su kaynağı işletme kurulacak yerden en az üç metre yukarıda olmalı, arazinin meyli ise % 1 civarında bulunmalıdır. Meyil % 01'in altına düştüğünde, havuzlardan su boşaltılması problem olur. En iyisi bu gibi yerlerde tesis kurulmamalıdır. Tesis kurulacak arazinin sel ve taşkınlara maruz kalmayacak bir yerde olması gerekir. Diğer taraftan, tesis pazara yakın olmalı ve ulaşım problemi olmamalıdır.
Alabalık yetiştiriciliğinde en önemli unsurların başında su gelir.
Su, her şeyden önce, balığın hayatını geçirdiği yerdir. Biz nasıl havanın oksijenini kullanırsak o da suyun oksijenini kullanır. Bundan dolayı suyun miktarı ve kalitesi çok önemlidir. Su, balığın isteklerine ne ölçüde cevap verirse üretimde başarı da o nispette yüksek olur. Genellikle alabalık yetiştiriciliğinde:
1-1.5 kg alabalık üretmek için dakikada bir litre su hesaplanır. 1 m 3 havuz sahasında, 15 kg alabalık üretmek için 10 It/dk suya ihtiyaç vardır. Buna göre, bir hektarlık entansif alabalık yetiştiriciliğinde, 150 ton alabalık üretmek için 1666 It/sn suya ihtiyaç vardır.
Alabalık yetiştirilecek suların sıcaklığı ise 20 C o �nin altında olmalıdır.
Buna göre;
- Kuluçka ve yavru dönemlerinde 7-13°C
- Büyütme döneminde 12-18°C lik
Su sıcaklıkları, alabalıklar için ideal olmaktadır. Su sıcaklığı 25°C ye kadar çıkan sularda da alabalık yetiştirilebilir. Ancak 20°C nin üzerindeki sularda alabalıklar solunum güçlükleri çeker. Çünkü suyun sıcaklığının yükselmesiyle ihtiva ettiği oksijen miktarı azalır.
Alabalık yetiştirilen suların oksijen miktarının 9 mg/It ve daha yukarı olması istenir.. Bu değer asgari şartlarda en az 6-7 mg/It olmalıdır.
Alabalık yetiştiriciliği yapılacak suların nötr veya çok hafif alkali olması gerekmektedir. Yani bu, suyun PH' si nin 7.0-8.5 arasında olması demektir.
ALABALIK ÜRETİM TESİSİNİN BÖLÜMLERİ NELERDİR
Bir alabalık üretim tesisi başlıca üç kısımdan oluşur. Kuluçka binası, havuzlar ve işletme binası. Şimdi bunları kısaca görelim:
1. KULUÇKA BİNASI
Kuluçka binası alabalık üretim tesisinin beynidir. Kuluçka binasında sağım yeri, yumurta çıkış ve büyütme yalakları bulunur. burada alabalıklar sağılır ve döllenir. Döllenmiş yumurtalardan elde edilen larvalar ve daha sonra yavrular 3-4 ay burada büyütülürler.
Kuluçkahane ziyaretçi kabul edilmez. Hastalık bulaşır diye korkulur. Ancak ziyaretçi kabul edilmesi gerekiyorsa, önce girişte ayakkabıları çıkarılıp çizmelerin giyilerek dezenfekte kabına basılması suretiyle içeriye alınması gerekir.
Kuluçkahane, rahat çalışmaya uygun olmalıdır. Pencerelerden güneş ışınları, direkt yumurtaların üzerine kesinlikle gelmemelidir. Aksi halde, 1-2 dakika güneş ışınlarına maruz kalan yumurtalar hemen ölür.
Kuluçkahanedeki çıkış yalakları, genellikle 3-4 m uzunlukta, 35-40 cm. genişlikte ve 20-80 cm derinliktedirler. Bu yalaklara yerleştirilen 30x40x10 cm veya 30x55x10 cm'lik tablalara yumurtalar konur. Tablaların yan tarafları kapalı, alt tarafları göz açıklığı 1.5-2 mm olan tel kafesle kaplıdır. Tablalar arasındaki kapaklar, su alttan gelip üstten çıkacak şekilde ayarlanır.
Kuluçkada yumurta koymak için hesaplama yapılırken % 10 kayıp düşünülür. Kuluçka tablalarına, tablaların her bir cm 2 sine 4-6. Bir m 2' sine 40-60 bir yumurta gelecek şekilde yumurtalar yerleştirilir. Yeterli taze ve iyi havlandırılmış yalakların 1 m 2 sine birinci ay 10.000, ikinci ay 3.000, üçüncü ve dördüncü aylar için 1500 yavru hesap edilir.
2. ALABALIK HAVUZLARI
Havuzlar, balıkların evidir. Bu ev onların en rahat edeceği şekilde yapılmalıdır. Alabalık havuzları toprak veya beton olabilmektedir: Eğer havuz yaptığımız arazinin toprağı su tutma özelliğine sahipse, havuz!ar toprak olabilir. Beton havuzlar, çok pahalı olup, en son başvurulacak bir yapı şeklidir.
Havuzlar çok değişik boyut ve şekillerde inşa edilmektedir. Genellikle küçük, dar ve uzun kanal şeklindeki havuzlar tercih edilmektedir. Son yıllarda yuvarlak havuzlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Havuzların yapımında genel prensip, temizlik, yemleme, boşaltma, hasat ve su dağıtımının gayeye uygun olmasıdır. Havuzun iki tarafına vasıta yaklaşabilmelidir.
Havuzların taban meyli % 1 civarında olmalı, yan kenar meyîlleri 1:1.5 olarak yapılmalıdır.
Havuzların su giriş ve çıkışı ayrı ayrı olma!ı, su havuza en az 30 cm. yüksekten akmalı, su çıkış sistemi taban suyunu tazeleyecek şekilde yapılmalıdır.
Havuzların günde 4-5 defa havuzun suyu tamamen değişecek şekilde su verilmeli, su havuzun her tarafına eşit şekilde dağılmalıdır.
İŞLETME BİNASI
İşletme binası, bakıcıların kaldığı yeri, yem hazırlama ve depolama yerleri ile alet ve ekipmanların konulduğu yerleri ihtiva eder. İşletmenin büyüklüğüne göre de binanın büyüklüğü değişir.
DAMIZLIK ALABALIKLARIN SEÇİMİ
Mümkün olduğu kadar hızlı büyüyen, yemi iyi değerlendiren, hastalıklara dayanıklı, vücutları muntazam, belli zamanlarda yumurta veren geç cinsi olgunluğa erişen alabalıklar damızlıkta kullanılmalıdır.
Alabalıkların erkekleri 2 yaşından 5-6 yaşına kadar, dişileri 3 yaşından 6-7 yaşına kadar damızlıkta kullanılabilirler.
Damızlık alabalıklar, 1 m2 ye 1 -2 adet olmak üzere havuzlara yerleştirilirler.
SAĞIM ZAMANININ BELİRLENMESİ
Alabalıklar genellikle sonbahar ve kışın yumurta verirler ilkbaharda da yumurta verenleri vardır.
Yumurtlamadan 5-6 hafta önce damızlık balıklarda yemleme azaltılır. Erkek ve dişiler birbirinden ayrılırlar.
Cinsi olgunluğu (sağıma) gelmiş dişi balıkta, karın şişkindir. Cinsiyet deliğinin etrafı, kırmızı bir halka ile çevrelenmiş. Erkeklerde vücut daha yassıdır. Alt çene öne doğru uzamış ve bir kanca şeklinde kıvrılmıştır.
Sağım zamanı tam olarak tespit edilmelidir. Bunun için ayrılan alabalıklar her hafta kontrol edilerek tam olgun olanlar sağıma alınmalıdırlar.
SAĞIM
Balıkçılıkta sağım denilince, inek ve koyun gibi çiftlik hayvanlarındaki gibi süt sağımı anlaşılmaz. Balıkçılıkta sağım denince yumurta ve spermlerin dişi ve erkek balıklardan alınması işlemi anlaşılır.
Sağımda, önce dişi balıklar sağılır. Sağım, balığın vücudu kuru bir bezle silindikten sonra, yumurtalar kuru bir kap içine 15-20 cm. yükseklikten balığın karnı hafif hafif sıvazlanarak yapılır. Sağımda kullanılan kap emaye, plastik ve pas tutmayan metal bir kap olabilir. Alınan bu yumurtalar üzerine, aynı şekilde vücudu silinmiş erkek balığın spermaları sağılır. Döllenmenin garanti altına alınabilmesi için birkaç dişi balığın yumurtaları bir kaba sağıldıktan sonra, bunların üzerine birkaç erkeğin sperması sağılır ve iyice karıştırılır. Karıştırma elle veya bir tavuk kanadı tüyü ile yapılmalıdır. Bunun üzerine bir miktar su ilave edilerek, yumurta kabı 30-45 dakika bekletilir. Daha sonra yumurtalar temiz su ile birkaç defa yıkanır ve yavru çıkış tablalarına daha önce belirtilen miktarda tek sıra olarak yerleştirilir. Yumurta yıkamada kullanılan su, yumurtanın sıcaklığında olmalıdır. Bu işlemler yapılırken yumurtalar güneş ışığına maruz bırakılmamalı, balığın kalbine şiddetle bastırılmamalı, sağıma cinsiyet deliğine yakın olarak başlanmalı ve tedricen sıvazlama işlemi başa doğru yapılmalıdır.
Alabalıklarda dişiler yılda bir defa sağıldıkları halde, erkekler yumurtlama mevsimde her 15 günde bir sağılabilirler. Yaklaşık 1 kg ağırlığındaki dişi balık ortalama 1500-2000 adet yumurta verebilir. Yumurtalardan 10°C lik su sıcaklığında yaklaşık 1 ay içerisinde yavrular çıkar.
ÖLEN YUMURTALARIN TEMİZLENMESİ
Döllenmeye ve ölen yumurtalar beyaz renk alırlar. Bu yumurtalar penslerle alınarak 2-3 günde bir temizlenmelidir.
YUMURTALARIN İLAÇLANMASI
Ölüm durumuna göre, her 2-5 günlük devrede yumurtalar dış parazitlere karşı korumak amacı ile malahit yeşili ile banyo edilirler. Banyo yumurtaların, bir litre suya bir gram malahit yeşili eritilerek hazırlanan suda bir dakika tutulması suretiyle yapılır.
YAVRULARIN YALAKLARA YERLEŞTİRİLMESİ
Yumurtadan çıkan yavrular büyük bir besin kesesi (yumurta kesesi) taşırlar. Bu kese larvanın 15 gün kadar besin ihtiyacını karşılar.Yumurtaların bu dönemde henüz yüzme ve yem alma yetenekleri yoktur. Serbestçe yüzene kadar besin kesesinin 2/3 ünü harcarlar. işte bu devrede yumurtaların tablaları alınarak yalaklarda yavruların serbestçe yüzmeleri sağlanır.
YAVRULARIN BAKIM VE BESLENMESİ
Besin kesesinin 2/3 ünü harcayan yavrular 1 cm 3 'e üç yavru olacak şekilde yalaklara yerleştirilirler. Bir iki hafta sonra, 1 cm 2' ye bir yavru gelecek şekilde seyreltilirler. 3-4 hafta sonra ayıklanarak daha büyük yalaklara aktarılırlar. Yalaklara su, saatte 4-5 defa yalakların suyu değişecek şekilde verilmelidir.
Bu devredeki yavrulara ya yaş yem veya kuru toz yem verilebilir. Yaş yem olarak karaciğer ve dalak ezmesi, günde 8-10 defa verilmek suretiyle başlanır. Yavrular büyüdükçe tedricen öğün miktarı azaltılır. Azaltma işlemi yapılırken iyi kaliteli kuru toz yavru yemi, yavrulara verilmeye başlanır. Yavru toz yemi, toz şeker kalınlığında öğütülüp yalaklar üzerine serpilerek verilir.
Yenmeyen yem artıkları ve pislikler, yalak tabanında günlük olarak sifonla temizlenmelidir. Aksi halde balığın oksijenine ortak olurlar ve bu suretle hastalık yapan mikroorganizmaların çoğalmasına imkan verilmiş olunur.
YAVRU BALIKLARI NE ZAMAN AÇIKTAKİ HAVUZLARA ALABİLİRİZ
Yavrular 1-1.5 aylık oluncaya kadar, kuluçka binasındaki yalaklarda beslenirler. Daha sonra kuluçka binasının dışındaki 25-30 cm. derinliğindeki yavru büyütme havuzlarına alınır!ar. 20-40 g oluncaya kadar burada büyütülürler. Artık bu devreden sonra yavruların güneş ışınlarından korunmasına gerek yoktur. Zira aydınlıkta yavrular, yemi daha rahat görerek almakta ve daha çabuk büyütmektedirler. Ancak, güneş ışınları çok fazla olduğundan, rahatsız olmamaları için yavruların korunması faydalıdır. Bunun için havuzların üzeri tahta veya başka bir gölgelikle kapatılır.Bu dönemde yavruların gelişmesi çok hızlı olmakta, büyümelerinde de farklılıklar görülmektedir. Bunun için yavrular büyüdükçe ve farklılaştıkça seyretme yapılmalıdır
HAVUZLARDAKİ YAVRU BALIKLARIN BESLENMESİ
Yavru alabalıklar çok sık yem yerler . Yavru döneminde günde 5-6 öğünle başlayan yemleme, yavrular beslenme havuzlarına alınıncaya kadar günde 2-3 öğüne indirilir. Yavrulara önce kuru toz yem, daha sonra öğütülmüş veya granül yemler verilir. Yavru balıklar 10-12 cm'ye erişince de pelet yeme başlanır. Balıklar büyüdükçe de pelet yemin çapı (kalınlığı) artırılır. 30-40 gram ağırlığına ulaşan balıklar, beslenme (büyütme) havuzlarına alınırlar. Bu işleme sofralık veya yemeklik alabalık üretimi denir. Bu büyütme büyük beslenme havuzlarında, kanallarda, kafeslerde veya silolarda yapılabilir.
SOFRALIK ALABALIKLARIN BESLENMESİ
Alabalıklar, % 40-45 proteinli pelet yemlerle beslenir. Bu yemin proteininin en az % 30'u hayvansal kaynaklı olmalıdır. Alabalıkları beslemede, pelet yemin yanında, deniz balıkları ucuz oldukları dönemlerde kullanılabilir. Bunun için, yem yapılacak balık, kıyma makinesinden geçirilir ve lapa haline getirilerek havuza verilir. 5 kg deniz balığından 1 kg alabalık elde edilir. Balığı balığa yedirilip, yedirilmeyeceğine buna göre karar verilmelidir. Pelet yemleme ile 1.3 kg yemle 1 kg alabalık elde edilir. Alabalıklar, günde 2-3 öğün yemlenmelidir. Yemlenme, geniş bir yay çizecek şekilde havuzlara yemin atılması suretiyle yapılmalıdır Balığın yediği yem balığın büyüklüğüne, sağlık durumuna, su sıcaklığına bağlı olarak değişir. Balığın verilen yemden en iyi şekilde istifade etmesini sağlamak için, balık, tam doyuma ulaşmadan yemleme kesilmelidir. Bu şekilde, bir sonraki yemlemede, balığın yemi iştahla ve havuz tabanına düşmeden alması sağlanmış olur. Böylece karımız daha iyi olur. Çünkü alabalık yetiştiriciliğinde tüm masrafların % 60-65'ini yem teşkil eder. Bu masrafı azaltmanın tek yolu ihtiyacı kadar yemlemektir. Alabalıklar iyi bir bakım ve yemleme ile 12-15 ayda 250-300 grama ulaşırlar. Bu büyüklük balığın tam pazarlanabileceği büyüklüktür. Alabalıklarda pazarlanmadan birkaç gün önce yemleme kesilir. Balıklar temiz, berrak ve hızlı akışlı kanal veya havuzlarda etlerin daha lezzetli olması sağlanır. Alabalık Yetiştiriciliği İle İlgili Bazı Özet Bilgiler
Devre | Birim Saha | Adet | Isı O C | Günlük Ölü Sayısı | Su İhtiyacı |
Yumurta | 1 cm 2 | 4 -10 | 7-9 | - | 0.3 lt / sn / yalak |
Keseli yavru | 1 cm 2 | 3 -4 | 7-9 | - | 0.5 lt / sn / yalak |
Serbest yüzme | 1 cm 2 | 1-2 | 9-11 | 8-10 | 20 devir / gün |
4 cm (0.5 gr) | 1 m 3 | 40 -45.000 | 10-12 | 8-10 | 0.5 lt /sn / m 3 |
8 cm (5 gr ) | 1 m 3 | 3 - 4000 | 10-12 | 5-6 | 0.5 lt /sn / m 3 |
12 cm (15 gr ) | 1 m 3 | 1 - 1.500 | 14-17 | 2-3 | 5.1lt/ sn. 100 m 2 |
15 cm (35 gr ) | 1 m 3 | 150 - 200 | 14-17 | 2-3 | 4-6 devir/ gün |
20 cm (100 gr ) | 1 m 3 | 60 - 75 | 14-17 | 2-3 | 4-6 devir/ gün |
İç Su Ürünleri Hastalık ve Zararlıları
Merhaba,
YanıtlaSilBorçlarınızı temizlemek için acilen kredi almanız gerekiyor mu yoksa bankalar ve diğer finansal kurumlar tarafından reddedildi mi? İşletmenizi geliştirmek için bir krediniz mi var? Konsolidasyon veya ipotek kredisine mi ihtiyacınız var? Şimdi ara ve biz son mali problemler için buradayız.
Bu Amenista Waran kredi şirketleri. Azami $ 5000.00 USD $ 100.000.000.00 dolar.% 2'lik dağılım aralığı, uygun bir faiz oranı ile ilgilenen kişilere kredi sağlıyor.
Kredilerimizin azami güvenliği ilk öncelik olarak sigortalanır.
Yatırımcıların İHTİYACI var.
Lütfen e-posta yoluyla bizimle iletişime geçin:
Waranfinancialservice@gmail.com
içtenlikle
Amenista Waran
Dünyanıza bir yol.